Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
K'enet Recep Genel
Çerkesya’ya İhtiyacımız Var
08 Ekim 2010 Cuma Saat 10:13

Çerkesya, yurtseverlerin at sürebileceği bir menzil, halkımızın altında toplanabileceği bayraktır. Çerkesya, halkımızın irade beyanı ve gelecek projesidir. Artık, savunabileceğimiz bir davamız, uğruna mücadele edeceğimiz bir idealimiz var.


Çerkesya’nın sınırlarının nerede başlayıp, nerede bittiğinin önemi yok.
Önemli olan şey bunun halkımızı birleştirecek, onu geleceğe taşıyacak
ortak bir ideal olmasıdır.



Üstelik, politik ve sosyal koşulları olan gerçekleştirilebilir bir proje.  Zira ilk kez bütün Çerkesleri içine alabilecek bir gelecek tarifi yapılıyor.

Nihayet, çok uzun yıllardan sonra, dostlarımıza güven verecek, düşmanlarımıza korku salacak Çerkesya ideali yeniden diriliyor. Böylece Çerkesler, tarihin labirentlerinde kaybolmuş bir halk olmadıklarını, halâ ortak idealler etrafında birleşip, kendi geleceklerini inşa etme yeteneğine sahip olduklarını da ilan ediyor. Çerkeslerden tarihin derinliklerinde bir yerlerde kalmış eski bir uygarlık olarak söz etme hevesi olanların Çerkesya fikrinden korku duymalarının nedenlerini çok iyi anlıyorum. Ve haklı olduklarını da söyleyebilirim.

"Çerkesya" adının Çerkesler arasında şaşkınlık yaratmasını da anlıyorum. Zira yenilmiş, parçalanmış, gelecek düşleri yok edilmiş bir halk olarak neredeyse 150 yıldır sürgünde yaşıyoruz.

Özgürlük savaşçıları yenilmiş, tarih burada sona ermişti. Tarihin akışını değiştirecek yeni bir proje, yeni bir hamle, yeni bir plan, uzun yıllardır Çerkes toplumun gündeminde yoktu. Bu yüzden bir sancağın altında toplanmak,  bir devleti,  bir ülküyü işaret etmek birçok Çerkes’i ilk başta tedirgin edebilir. Ancak üstündeki ölü toprağını silkeleyen her Çerkes’in, Çerkesya adını duyduğunda, onun temsil ettiği tüm idealleri göreceğinden endişe duymuyorum.  Zaten bize bayrak, dil, toprak ve devlet vaat edebilecek, bizi birleştirebilecek, halkımızın geleceğini şekillendirebilecek en güçlü ortak paydamız Çerkesya değil miydi?

Üstelik, Çerkesler tarihi yeniden yorumlamıyor. Onun çekiştirmiyor, iğdiş edip olmadık kavramlar icat etmeye de yeltenmiyor. Sadece tarihsel bir gerçek yeniden gün yüzüne çıkıyor.

Çerkesya; bayrağı, dili, meclisi, ulusu ile vardı. Çerkesya, özgürlük savaşının içinde kurulmuş,  Çerkeslerin neden savaştıklarını, korumak istedikleri şeyin ne olduğunu tüm dünya halklarına da ilan etmişti. Bu gün her Adige’nin gurur duyduğu 12 yıldızlı bayrak bu idealin simgesiydi.

Uzunyayla Çerkesleri, çok uzun yıllar, düğünlerinde, at yarışlarında anavatandan getirdikleri bu bayrağı gururla taşımayı sürdürdü. Parçalanmış bir halk olmamız, ulusal birlik idealini terk etmemiz anlamına gelemez. Anavatan ve diasporada yaşayan kardeşlerimizi birleştirebilecek, Çerkeslerin ulusal benliğini yeniden şekillendirecek, her şey Çerkesya idealinin içinde var.

Çerkesya  Ancak Düşmanlarımızı Korkutabilir

Bu söylemin saldırgan, kışkırtıcı, zararlı ya da düşmanca olduğunu düşünenler olabilir. Türlü gerekçeler de ileri sürebilirler. Çünkü,  Çerkesya söylemi düşmanlarımızı korkutacak bir söylemdir. Onlar, bu idealin 21 Mayıs 1864’te tarihe gömüldüğünü,  bir daha dirilemeyeceğini var sayıyordu. Ama geç kalmış bile olsa da  artık diasporada ve anavatanda "Çerkesya" söylemi giderek daha fazla taraftar topluyor, bunda şaşıracak bir şey de yok.

Halkımızın umuda ihtiyacı var. Halkımızın ortak bir gelecek inşa edebileceğimize inanmaya ihtiyacı var. Halkımızın dili, kültürü, bayrağı ve devletiyle tarihteki yerini alabileceğine inanmaya ihtiyacı var. Çerkesya’nın sınırlarının nerede başlayıp, nerede bittiğinin bir önemi yok. Önemli olan şey; bunun halkımızı birleştirecek, onu geleceğe taşıyacak ortak bir ideal olmasıdır.

Tarihin birçok döneminde Çerkesya’nın sınırları değişti. Onun en geniş ve en dar biçimlerde onlarca haritasını çıkarmak da mümkün.  Ama Çerkesya, harita kadastro memurlarının sınırlarını çizeceği bir toprak parçası olmaktan çok, öncelikle bir irade beyanıdır.

Çerkeslerin ne Kafkasya’da ne de yaşadıkları bir başka ülkede savaş çığırtkanlığı yapmadığını herkes biliyor. "Çerkesya" söylemi bir savaş kışkırtıcılığı değil, yurdumuza sahip çıkmanın, onun geleceğini sadece Çerkeslerin yaratabileceğinin ilan etmenin adıdır.

Çerkesler, kendi ulusal kimlikleri etrafında birleşmedikleri  sürece kardeş Kuzey Kafkasya halklarına da bir hayrı  dokunamaz. Unutmamak lazım ki, Abhazya’nın bir devlet olarak yeniden tarih sahnesine çıkmış olması, nasıl Çerkesler için bir umut kaynağı ise, Çerkesya fikrinin yeniden vücut bulması da Abhaz kardeşlerimizin geleceğe güvenle ve umutla bakabilmelerine kaynaklık edecek.

Bana kalırsa, "Çerkesya" idealinden rahatsız olanlar, Çerkeslerin kendi geleceklerini, kendi eline almasından, geleceğe bir ulus olarak yürümesinden rahatsız oluyor. Yoksa, Kuzey Kafkasya’daki kardeş halkların hiçbiri, Çerkeslerin kendi bayraklarının altında toplanmasından rahatsızlık duymaz.

 


Bu yazı toplam 2832 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net