





Мэщытчъыгхэр (meşıtçığher-leylaklar) açtı Maykop’ta.
İnsanların,
çok sıcak bir yazın ardından, çok soğuk bir kış geleceğini söylediklerini
duymuşsunuzdur. Çocukluğunuz köyde geçti ise, biraz doğayı tanırsınız.
Tabiatla içiçedir yaşantınız. Yaz mevsimi de kışta sizin için, köylülüğü
sırtınızdan atamadıysanız, zaten atmakta istemediyseniz değişik bir önem
taşır.
Gezseniz, dolaşsanız bile bir şekilde ayaklarınız toprağa
bağlıdır, sanki kökleriniz vardır.
Ağaçları tanırsınız, otlar bitkiler
size göründüklerinden de başka şeyler anlatırlar. Sonbaharda ağaçların
yapraklarını dökmesi romantizmi de canlandırır, ama siz bu yılın yeni
sürgünlerindenmi yaprak dökümü başladı ona daha bir dikkat
edersiniz.
Ağaçlar toprağın altında olan kısımları kadar üstündeki
dalları ilede tabiatla kucak kucağadırlar. Yerin altındaki su kaynakları ile
üzerlerinde doğan güneşle çok haşırneşirlerdir. Köklerinden dallarına yürüyen su
ile güneşe bakan yapraklarıyla gövdelerini beslerler.
Yeni sürgünleri
gelecekleridir. Eğer kış erken gelecekse bu yeni sürgünlerinden yaprak dökmeye
başlarlar, bu fışkınlara yürüyen özsuyunun donup, dalcıkların kurumasından
korkarlar. Yok kış geç gelecekse yaşlı dallar hazırlanırlar yapraklarını
erkenden dökmeye, gençler ise hala bezelidirler.
Bu yıl ağaçlar yeni
sürgünlerini beslemek için hala üzerlerindeki yaprakları dökmediler. Anlaşılan
kış geç gelecek. Hatta Мэщытчъыг(meşıtçığ-leylak)lar bile yeniden açtılar.
Güzel kokuları ile insana sonbaharda yeni bir bahar
yaşatıyorlar.
***
Yaşı kırklardan gün alanlar, temkinliler biraz.
Maykopun sonbaharı-kışı bu yıl bahar gibiyse de, yinede, sırta bir ceket almadan
sokağa çıkmak, akşam üstü boyun tutulmasına sebep olabilir.
Daha gençler
ise adeta yeni fidanlar gibi hala bezeliler. Sanki yazmışcasına kısa kollu
bisiklet yaka pamuklu tişörtlerle geziyorlar.
Maykop’unda dünya
modasından iletişim çağında etkilenmemesi mümkün değil. İnsanların herbiri,
birbirinden farklı, italyan-amerikan fransız usulü-modası, bir kısmı belki
türkiyede diğer kısmı ya Moskovada Vietnamlı göçmenlerin kurduğu atölyelerde
yada Hindistandan-Çinden gelen (sözde) markalı giysiler giyiyorlar.
Birde
burada üretilenleri var. Adıge, Ermeni, Karaçay, Rus yerel müteşebbislerin
ürettikleri.
***
Bu yaz Adıgeyde, Adıge delikanlıları arasında
üzerinde ‘Адыгэ хэку’, ‘Cherkessia’ yazılı tişörtler
moda idi, sokakta yürürken, özellikle diasporadan gelen turistlerin dikkatlerini
böyle giyinenler çekiyorlardı.
Bu sıcak sonbahar-kış günlerinde ise
giydikleri tişörtlerin üzerindeki yazılarda değişim var. Kocaman bir mühür var.
MADE in CHERKESSİA
***
Kapitalizm, ne kadar güçlü bir yapılanma... Sayfalar dolusu
yazı, günler boyu süren konuşmalar bu tişörtler kadar güçlü
değiller.
Gencecik delikanlılar aidiyetlerini ‘ben Cherkessia’nın malıyım’ diye
bağıran giysileri ile gösteriyorlar.
Dünyanın her yerinden akıp gelen,
televizyondan tüm kitle iletişim araçlarından destek bulan kıyafetlerin
arasından üzerinde kocaman harflerle ‘MADE in CHERKESSİA’ yazılı
tişörtleri alan gençler...
Çerkesya bilinci, yurt sevgisi yüzlerce
ciltlik eserden çok bir tişörtle can buluyor, yayılıyor...
Bu yıl
sonbaharda Adıge delikanlıları insanın yüreğini kaldırıyorlar, fidan gibiler,
fidan... Kış geç gelecek galiba...Sürgün gibi (sizin anladığınız anlamda değil),
fidan gibi, dal gibi delikanlılarımız çok canlılar.
Kış gelsede, yaz
gelsede capcanlı bu ağaç, kökünden dalına umut dolu...
Maykopta, bu yıl
yaprak dökümünde, Мэщытчъыг(meşıtçığ-leylak)lar açtı, sonbahara
inat.
Acumıj Hilmi
Not: Çerkesya’nın, Çerkesya
yurtseverlerinin, okuyucularımızın ve de tüm islam aleminin kurban bayramı kutlu
olsun.

