Bu suskunluğa son veren nedir?
Yüzyılın suskunluğu ve yalnızlığına
Çığlık ateş silahla değil
Bilimle akılla gerçeklerden yazarak
Çok sustukları için Kafkas
Dağlarının öfkeli çocukları
Çok ağaç devirdiler
Taşırdılar nehirleri
Kustular enerjilerini
Oysa oysa zaman gelecek
Gelecekte bir gün gelecek
Azzaman çokzaman
Gelecekte bir gün gelecek
İşte bugün bir baba gibi
Çocuklarının konuşmaya başlamasıyla
Benim de çocuklarım oldu! diyecek
Dağlar dağı Kas!
Bakın! Çocuklar
Dilimiz
Sanatımız
Mühendisliğimiz ile konuşmaya
Başladılar sonunda
Tartışmaya özgürce!
Birgün kendine özgü
Tarzlarıyla konuşacaklardı elbet
Ne mutlu artık
Namlularından ateş
Ve ölüm çıkaran
Silahlar yerine!
Çocuklar buldular
İnsanları yaşatacak...
Ve kısalmış görünen
Şu yaşlı dünyaya..
Yine yeniden
Can verecek
İşte biz buyduk
Biz buyuz
Suları donduğu yerden çözdük
Sessizliği konuşarak
Mezara gömdük
Ve yerin yedi kat altından
Bilinçaltlarımızdan
Duygu ve düşüncelerden
Yeni yepyeni ışıltılı
Kılıçlar yarattık
O kılıcı çıkartmaya
Belki daha biraz daha
Zaman var
Amma şimdiden
Başladık eşelemeye
Tüm değerleri
Altın önemseyişlerle
Kazandıracağız
Çocuklarımıza!
Ve o gün geldiğinde
Gün geldiğinde
Acaip bir sızıyla
Ağrırsa kalbin
Dağlarında..
Ve uzak diyarlarda
Yükselirse göğe
Kafkas nağmeleri
Ve ıscacık Çerkes dilinden
Yaldızlı parçacıklar savuran
Sesleriyle kızlar
Ana olduklarında..
Anlayacaksın
Anlayacaksın
Savaş meydanlarında
Kazanılmadığını
Savaşların!
Anlayacaksınız
Ölmekten daha kutsal
Yaşadıklarımız...
Elinize sağlık Semih abi. Çok barışçıl şiiriniz.
Keşke dünyada bu kadar barışçıl olsaydı.