





Türkiye'de yaşayan hiç kimse 6 Şubat öncesi insan değil. Depremin ardından yaşadığımız travma ayrımsız herkesin ruhunda derin yaralar açtı. Açmaya da devam edecek, zira Karaman ve bir kaç muhtelif bölge dışında hiç kimse güvende değil. Güvende hissetmek bile insanda tuhaf bir suçluluk duygusuna neden oluyor.
Deprem sonrası tüm Türkiye vatandaşlarının empatisinin neden bu kadar yüksek seyrettiğinin, bu coğrafyada yaşıyorsanız bir müddet sonra sizin de başınıza aynı şeyin gelebileceğini bilmekle doğrudan ilgisi var.
Twitter yaygaracılığının, Facebook dedikoduculuğunun, Instagram coolluğunun, TikTok ifşacılığının işe yarar boyutları deprem sonrası bir kez daha test edildi. Kim ne derse desin efektif kullanılan bir sosyal medya mecrası yabana atılacak bir şey değildir.
Türkiye'de yaşayan ayrımsız her sosyal sınıftan popülasyonun o müthiş dayanışma sahiciliği, insanı bağıra çağıra ağlatacak bir etkideydi. Kimi siyasi figürlerin irili ufaklı deprem manipülasyonu çığırtkanlığı denemeleri olduysa da toplumun kahir ekseriyeti buna yüz vermedi, işine baktı. Provokasyonlara yüz verecek mecali de yok bu ağır acıdan arta kalmış toplumun. Bu bile bir üst insan ruhu mertebesi değil de nedir?
Depremin orta yerindeki Çerkesler ;
Göksun'un Çerkes köyleri de maruz kalınan bu felakette küresel Çerkes dünyasının dayanışmasının şahikası ile sarıp sarmalandılar. İşadamından, esnafına, köylüsünden, kentlisine iyi organize olmanın, hemen harekete geçmenin hikayesini yazdılar. İlerde sahiden yazılsın hikayesi de. Çerkes atasözü "къинры зэдэтий, гушӏогъури зэдэтий" "zorda hepimizin, sevinçte hepimizin'' der.
21. yüzyılda birbirinden 160 yıl evvel ayrı düşmüş bir toplumun, zor ve çaresizlik söz konusu olunca nasıl muhteşem dayanışma gösterebildiğini çıplak gözle gördük.
Küresel Çerkes dünyası dayanışmanın hakkını verdi. Amerika'da yaşayanlar, Ürdün ellerinde olanlar, İsrail deki Çerkesler, Xeku cumhuriyetlerinde ki insanlarımız, Avrupa'yı mesken tutmuş gurbetçilerimiz hepsi ama hepsi hızla, hassasiyetle harekete geçti. Hal böyle olunca Kafkas-Çerkes organizasyonları da toplumun peşi sıra yürümeyi başardılar.
Gelelim 8 Mart kadınlar günü İstanbul yürüyüşündeki ''Çerkesleri germe şeysi'' magazinine.
Konuya özellikle ''Magazin'' diyoruz zira bir günün anlam, önem, itibar, sosyal endikasyon vasıflarını bizatihi o güne katılım sağlayanların bilinçli ağırlığı belirler. Geri kalanı içeriksiz bağırış, çağırıştan ibaret kalır.
Feminist değilim, eğer feminist olsaydım bu konudaki şahsi ölçüm,18. yüzyılda yaşamış Mary Wollstonecraft olurdu. O ölçünün altındakileri zerre ciddiye almazdım.
8 Mart kadınlar günü sokak yürüyüşünde ''Gelinlik ile kölelik arasında ince bir çizgi var'' dövizi taşıyan genç bir kız twitter paylaşımının üstüne ''Birazda Çerkesler gerilsin'' diyerek tweetledi.
Twitter ahalisinin Çerkesleri bu genç kıza mukabele etiler. Olumsuz mukabele edenler (gerilenler mi desek) olumlu mukabele edenler (buna da gerilmeyenler diyelim) arasında kıyasıya bir sosyal medya meydan savaşı oldu. Hakaret, küfür, tehdit v.b kimden gelirse gelsin kabul edilemez, bu hem içerik muhatapları hem karşı çıkanlar için geçerli.
Akabinde Mağduriyet imzacıları listesi yapanlar mı istersin, (ki ben bu toplu imzacılık hareketinin apartta beklediğini düşünüyorum, en küçük bir malzeme buldukları anda, bekleme yapmadan basıyorlar imzacılık sopasını diğerlerine) ''yanındayız, yörendeyiz, bak çok yakınındayız, inanmıyorsan bak işte buradayız'' v.b muhtelif inandırıcılık metinlerini ışık hızıyla yayınlayanlar mı istersin, kim kime ne demiş yaygaracılıkları da peşi sıra devreye girdi. Velhasıl çarşı karıştı.
Tam burada Çerkesceye kulak verelim ''зыфаер зы1орэм, зыфэмыери зэхихын лъэк1ыщт'' Türkçesi, ''istediğini söyleyebilen, istemediklerini de işitebilir'' İnsanların hürmetle aidiyet duydukları kimlik değerlerine karşı herkesin biraz hassas olması çok mu zor arkadaşlar?
Çerkes gündemine 2 sene evvel nur topu gibi Almastı gündemi zuhur etmişti hatırlarsınız. Hayda yine mi demeyin, evet yine, ne olacaksa artık.
O dönemki manifestolarına ve yancılarına bakışımı yazdığım 2 yıl evvelki yazılarımı buraya yapıştırıyorum. Yazılar çok matah oldukları için değil, o süreci hatırlamak isteyenlere arşiv olsun diye.
http://cherkessia.net/author_article_detail.php?article_id=4705
http://cherkessia.net/author_article_detail.php?article_id=4711
Küresel feminizm dünyası, yani bu işlere ciddi kafa yoranlar, sizin Çerkes etnisite adını kullanarak yaptığınız bu şovları neden ciddiye alsın? Hiç kendinize sordunuz mu?
Siz sormadıysanız onu da biz soralım. Feminist Çerkeslerin Çerkes toplumunda hangi habis olmuş yarayı deşmek istediklerini soralım misal;
1) Çerkes toplumunda töre cinayetleri mi var? Belgeleyin.
2) Genç yaştaki Çerkes kızları zorla kuzenleriyle veya yaşlı başlı adamlarla mı evlendiriliyor? Yayınlayın saha çalışmalarınızı, bilelim.
3) Çerkeslerde yoğun kadın cinayetleri mi oluyor? Emniyet belgeleri ile açıklayın bilinsin.
4) Çerkes erkekleri Çerkes kadınlarını sabah akşam dövüyor mu? Bu da en azından sözlü ifşaya muhtaç. Röplerle yayınlayın.
5) Geriye Çerkes düğünlerinde mini etek giyememeniz v.b yada kaşenlerinizle yaşayabileceğiniz olası sorunlar kalır.
E onları da bir zahmet kendiniz çözün.
Her yıl 8 Mart'ta Çerkes kimliğini itibarsızlaştırmaya yarayacak, toplumu sahiden gerebilecek mesajlardan ziyade daha ciddi çalışmalar yapın lütfen. Böyle yaptığınız sürece feminist hareketi de ıskalıyorsunuz ben size diyeyim. Zira dünyadaki ''kadın sorunu'' etnik değil, küresel bir sorun. Sizde çıtayı yükseltin, bu devasa soruna ''etnik kimlikle'' değil, diğer herkesin yaptığı gibi ''kadın kimliği'' ile dahil olun.
Dar alanda kısa paslaşmalarla, her sene aynı sataşma teraneleriyle Çerkes rezervlerini tüketmeye çalışmayın insanların.
Sonuçta Aşağı Normandiya halkı değil bu tükettikleriniz, size de gün gelip lazım olacak Çerkes dünyasının kısıtlı sayıdaki aidiyet hisseden toplum insanları.


Сыпфэраз сышыпlхъу дахэ. Опсэу. Отхъэж.
19 Mart 2023 Pazar Saat 19:35Bilgi, bilinç, tutum, ifade. Tebrikler..
16 Mart 2023 Perşembe Saat 14:43Harika. Bilgi doğru kanaati doğurur vesselam. Vopsev.!
15 Mart 2023 Çarşamba Saat 18:09