





Kaygılanıyorum açıkçası. Bu 21 Mayıs'ta da ağlayacak mıyız?
Şu son mitingler havayı biraz değiştirip tozumuzu almasaydı, biz Çerkesler, son on yılda özellikle, bir gösteri toplumu olup çıkmıştık. İçinde insandan başka her şey vardı bazı bölümlerde. Biz buna Türkçede ne diyoruz? „Şovbiz“.
Derneklerin düzenledikleri tiyatro oyunlarının bir çoğu, bizim gerçek kültürümüzü yansıtmıyor. Hatta biraz da asimilasyon sürecini hızlandırıyor. Derneklerimizin durumunu anlatmama gerek yok, artık herkes biliyor. Ama bazı derneklerde Çerkes sayısı da çok az, eşi dostu Çerkes ama kendisi Çerkes olmayan kişiler de var derneklerimizde. Hatta bunlardan bazıları yönetimde.
Kimi derneklerin içi de kahvehane ortamını andırıyor. En köşeye duvara asılmış küçük bir Adige bayrağı ve arada çalınan akardiyon da olmasa bizim değil Çerkes, Kafkasyalı olduğumuz bile anlaşılmaz.
Ulusal kimliğinin, dilinin ve kültürünün bilincinde olan Çerkesler bu gerçekleri dile getirdiklerinde ve biraz eleştirdiklerinde ise hemen „daha iyisi olana kadar en iyisi bu, siz de elinizi taşın altına koyun“ diye savunma yapıyor; ama eleştiri yapanı da yaptığına pişman etmeye çalışıyorlar…
Kelimeler ne kadar kudretlidir. Kelimeler yerine kaba kuvvet kullanılsa bile, ben kelimelerin yine de kudretini koruyacağına inanıyorum. Çünkü kelimeler anlama ulaşabilmenin yollarını ve onları dikkatle dinleyenlere gerçeğin bir bakıma telaffuzunu gösterir.
Biz insanlar, bir öyküyü iki kez anlatmayı severiz. Ancak o öyküyü bir kezden fazla dinlemeyi asla sevmeyiz. Miting ve Çerkesya karşıtları da konuşuyor, öğüt veriyorlar; ancak kimseyi dinlemek ve anlamak istemiyorlar.
Bazıları yazılanları yalanlamak ve red etmek için okurlar. Diğerleri ise, inanmak ve her şeyi kabullenmek için. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için okuyan birey sayısı çok az.
Ben bir Çerkesya Yurtseveriyim ve mitingleri destekledim. 21 Mayıs’ta da bütün Çerkesleri İstanbul Taksim meydanında Yurtseverlerle aynı saflarda olmaya çağırıyorum. Bu yürüyüşe katılamayacak olan saygı değer büyüklerimden ve değerli arkadaşlarımdan da hiç olmazsa destek bekliyorum. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşarak, yüzyüze sohpetlerde anlatarak ve ikna ederek…her türlü yöntemle bu cesur insanlarımızı desteklemelerini istiyorum.
Evet, ben bir Çerkesya Yurtseveriyim ve elim kalbimde ölmek istiyorum. Doğrudan konuşurum ve açık sözlüyüm.
Bizleri karalamaya çalışanlara sesleniyorum!
Bütün klişelerinizi unutun. Kişisel kırgınlıklarınızı, küskünlüklerinizi bir kenara bırakın. Geçmişte topraklarımız ve özgürlüğümüz için savaştık. Halen daha bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Sıra demokratik haklarda. Haydi, özgürlüğümüzü, haklarımızı yeniden keifedelim. Onlara sahip çıkalım. Biz Çerkesler, başkasına ait olan bir şeyi değil, bize ait olan-bizim hakkımız- olanı talep ediyoruz.
Umudumuzu
yeşertenlere binlerce kere teşekkürler diyor, herkesi 21 Mayıs’ta
bizlerle birlikte olmaya çağırıyorum.
Sevgiyle kalın....
YAZARIN DiGER YAZILARI
19.11.2013 - ÖĞRETİLERDEKİ ALDATMACA
27.09.2013 - NARTLARIN ÇOCUKLARINA...
20.01.2012 - ÇERKESYA'YA YABANCI
22.06.2011 - Biz Bu Gündeme Mahkum Muyduk?
06.03.2011 - Kitap, Kahve, Müzik ve Kedi


GENC YURTSEVER KALEMLER
-
Awtle Laşin ÖĞRETİLERDEKİ ALDATMACA
-
Birs Tuncay Bu Çocuklar Sizi Hiç Affetmeyecek !
-
Jinal Tamszuqo Interview with the Circassian activist Larissa Khadipash [Moscow] :
-
Peserey Hamit Esen OŞHAMAFE
-
Hatko Timaf BERLİN'DEKİ 3 GÜNLÜK PROTESTO AÇLIK GREVİMİZ