Nart, herşeye rağmen korkmadan yaşardı. Nart, ülkesini çeviren denizin, büyük nehirlerin , güzel esrarengiz ormanların ve bir hayli yüksek dağların ötesinde ne vardı bilmiyordu. Bu vücudu ince fakat sağlam yapılı Nart' ın töresi mutluluk getirirdi. 4000 yıl önce Nart'ın diz çöktüğü tek şey, düşmandan ziyade, kendisi gibi asil adıydı.
***
Yaşam hedefimiz nedir? Ulusumuzu birleştirmek. Ulus olmak. Bu yıllar alsa da, kolay yıkılamayacak. Artık, Nart'ın çocuklarının aidiyet algılaması belirsiz. Daha doğrusu bunu düşünmüyorlar. Düşünmeleri engellenmiştir. Sonraları, onlar da gerekli motivasyonu yaratmak için üzerinde çalışmadı. Ne sınır politikaları, ne ekonomik politikalar, ne de turani birleşik Kafkasya ideali. Gerçek vatanlarında birleşmesi böylesine engellenmiş Adigeler, sürekli olarak ufak şeylere boyun eğerek, büyük şeylerin olası kötü sonuçlarını bile değerlendirmedi.
Elbette ki, Adigelerin kaderinin ve geleceğinin, vatanın güç kazanmasına bağlı olduğu gerçeği yadsınamaz. Geçmişte milli onur için, toprak kurtarmak isteyen Nartlar bunu kılıç ve kanla başarma uğraşındaydılar. Bileklerinin hakkıyla. Bugün, yine aynı şeyleri istiyorlar. Peki böyle bir savaşı sürdürecebilecek güçleri var mı Nartların çocuklarının? Şartların değiştiğini görmek çok mu zordur ? Kültürel çırpınışımız için, asaletimizi geri kazanmak için birlikte olduğumuzu göstererek örgütleşmek... Nedir bu önyargının sebebi?
Nartları temsil ettiğini söyleyen pek çok dernek, şimdilerde Çerkesya adlı bir vatan olmadığını ve Çerkes diye bir halkın var olmadığını ısrarla yineleyen bazı kimselerce yönetildiği sürece Nartların politik bir duruşu olmayacak. Onlar vatansever olduklarını söylerler, peki öyleyse neden geçmişte Nartları kurak bozkırlara sıcak coğrafyalara sürükleyen hainlerle iş birliği içerisine girerler? Çünkü aksi takdirde zor bir mücadeleye girmeleri gerekmektedir. Kendilerinin bile asla ama asla başarısına güvenmedikleri mücadeledir bu aynı zamanda. Ve evet, bu onların sonu olur. Onlara göre bu yaklaşım, Nartların milli onurundan daha kutsaldır. Vereceğimiz büyük kayıplar, arzu edilen ideale bizi ulaştıracak mı?
Nartlar, kendi vatanlarına bile bugun, başka toplumların gözünden bakıyor. İçinde bulundukları toplumun şekliyle değerlendiriyor. Bazı kimseler de yapay milliyetçilikle bunu körüklüyor. Milletimizi, toprakla ilişkilendirmekten kaçınıyorlar. Nartlar üretim yeteneklerinden yoksun muydular ki, onları topraktan bağımsız düşünmemizi istiyorlar?
***
Kazanuko Jabağı, Rusya'ya karşı iyi ilişkilerin sürdürülmesi bakımından titizlik gösterir, ama bağımsızlığı da çiğnetmezdi.
İşte bütün bunları savunan İstanbul'lu Adige asıllı Hüseyin Paşa birden bire idam ediliverir. Osmanlı'nın da resmi politikası büyük bir sapma ile Çerkesya aleyhine döner. İngiltere de rus politikası karşısında tarafsızlığını ilan eder.
(Bknz: Tarihte Kafkasya sy :517-522 )
Nartların vatanı Çerkesya, hiç bir zaman yardım görmemiştir. Tatlı sözler ve bol övgüden başka. Oysa Rusya'nın coğrafi durumu hiç de uygun değildi. Bu sebeple daima yardım alırdı. Zaten emperyalizm de kendi kuyusunu kazacak kadar bilinçsiz değildi.
***
Çok tuhaf doğada bile denklik varken, etnik sınırlar genellikle ırksal ve dinsel sınırlarla hala denk düşmez. Halkların dili hariç, anadil kültürel zıtlıkların aksine çeşitlilik yaratır. Bu çeşitliliğin kanıtlarından biri de herkesin bildiği gibi İsrail Kfar Kama köyü.
24 Nisan 1978. İsrail, Temer'de bir güzellik yarışması yapılır. Birinciliği Yafe Segas Şapsığ elde eder. Şecas sülalesindendir. İsrail Galil Tahton' a bağlı Kfar kama köyündendir. Yafe Segas ile söyleşi yapılır. İlkçağlardan bu yana Adige kızları sultan, memlük ve prenslerle evlen (diril ) miştir. Ancak ben bunlardan hiç birisi ile evlenmem. Benim seçeceğim eş, * Çerkes (Adige) genci olacaktır, demiştir. Kendisi, yine o köyden Nepsev sülalesinden bir Adige genci ile Ekim 1978 'de evlenmiştir.
***
Nartlar ne umdu, ne buldular? Aydınlarımız artık bir şeyler yapmalıdır. İçinde bulunduğumuz durumu en basit hale getirerek, bizi örgütlenmeye götürmelidir. Derneklerde vatanımız daha çok tanıtılmalı, vatanımızda üretilen edebi eserler, siyasi geçmişimiz, sınırlarımız, kurumlarımız ve onların görevleri, Çerkes oluşumları, vatanımızın ekonomik durumu ihtiyaçları ve beklentileri çocuklara anlatılmalıdır. Dönüşün propagandası yapılmalıdır. Dönemeyecek olanlar da dönüşü karalamamalıdır. Dönüş kimilerine göre geçmişte başarısızlık olarak gösterilmeye çalışılsa da, gelecekte var olabilmek için Adigelerin vatanlarında buluşması gerektiği anlaşılmalıdır. Aksi durumda, yok oluş durdurulamayacaktır.
Nartların tekrar birlik olması umuduyla...
* Bu sayıda Çerkes (Adige ) ve Çerkesya ibareleri açıkça yer almaktadır ve aynen yazılmıştır.
* Kuzey Kafkasya dergisi ( 1978-1979 ) Ağustos - Ocak sayısı yıl : 9 Sayı 50-51-52. Ağustos- Ocak
YAZARIN DiGER YAZILARI
19.11.2013 - ÖĞRETİLERDEKİ ALDATMACA
20.01.2012 - ÇERKESYA'YA YABANCI
22.06.2011 - Biz Bu Gündeme Mahkum Muyduk?
06.03.2011 - Kitap, Kahve, Müzik ve Kedi
GENC YURTSEVER KALEMLER
- Awtle Laşin ÖĞRETİLERDEKİ ALDATMACA
- Birs Tuncay Bu Çocuklar Sizi Hiç Affetmeyecek !
- Jinal Tamszuqo Interview with the Circassian activist Larissa Khadipash [Moscow] :
- Peserey Hamit Esen OŞHAMAFE
- Hatko Timaf BERLİN'DEKİ 3 GÜNLÜK PROTESTO AÇLIK GREVİMİZ