Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Paul Goble: Rusya’daki Azınlık Uluslar Bir Araya Geliyor ve Putin’in Politikalarını Kınıyor
25 Eylül 2014 Perşembe Saat 21:57
Putin rejimi (Sovyet öncülü gibi) ülkedeki Rus olmayan nüfusla ilişkisinde üç strateji benimsedi : baskıyı artırmak ; böl ve yönet çabası ; içinde bulundukları kötü durumun anlatılmasının yasaklanması.

Paul Goble, 24 Eylül 2014

Putin rejimi (Sovyet öncülü gibi) ülkedeki Rus olmayan nüfusla ilişkisinde üç strateji benimsedi : baskıyı artırmak ; böl ve yönet çabası ; içinde bulundukları kötü durumun anlatılmasının yasaklanması.

Ancak bu stratejiler geçmişteki kadar etkili olamıyor. Rus olmayan halkların dışarıda yaşayan soydaşlarının Moskova’nın politikalarını ifşa etmeleri ve baskı altındaki milliyetlerin liderlerinin kahramanca çabaları sayesinde halklar hem Rusya hükümetinin eylemlerini kınıyorlar hem de birlikte çalışmaya başlıyorlar.

Bu hafta İskandinav ve Baltık liderler Putin’in Rusya’da yaşayan yerli halklara yaptıklarını kınadılar. Norveç’teki Sami Parlamentosu Başkanı AiliKeskitaloNew York’ta BM tarafından düzenlenen Uluslararası Yerli Halklar Konferansı’nda yaptığı konuşmada Moskova’nın sayıca küçük halkların temsilcilerinin bu toplantıya katılmalarının engellenmesini ilişkilerde “alarm verici” olarak niteledi.

Finlandiya ve Estonya Devlet başkanları Sauli Niinisto ve ToomasHendrikİlves Rusya’nın uyguladığı ve gizlemeye çalıştığı politikaları teyit ettiler. Finliler ve Estonlar Rusya Federasyonu sınırları içinde yaşayan Fin-Uygur halklarıyla akrabalar. (barentsobserver.com/en/politics/2014/09/alarming-situation-indigenous-peoples-russia-23-09 ve president.ee/en/official-duties/speeches/10587-president-ilves-at-the-united-nations-world-conference-on-indigenous-peoples-22-september-2014/index.html)

Yüksek makamları gereği ve toplantının New York’ta BM tarafından düzenlenmesi sebebiyle iki devlet başkanının konuşması büyük ilgi topladı. Bu hafta Rusya Federasyonu’nda yaşayan Rus olmayan gruplarla ilgili gelişmeler de New York konferansı kadar önemliydi.

Bunlardan ikisi özellikle dikkat çekici. Tüm Tatarlar Toplum Merkezi (VTOTs) dün sitesinden yayınladığı çağrıda Moskova’dan Kırım Tatarlarına uyguladığı “siyasal baskıyı durdurmasını” istedi ve yapılanları “1944 sürgününe” benzetti. (nazaccent.ru/content/13255-vsetatarskij-obshestvennyj-centr-prizval-prekratit-travlyu.html)

Açıklamada “resmi makamlar Meclis’in liderlerinin görüşlerini beğenmeyebilirler ama bir halk örgütüne uygulanan baskı suçtur, dolayısıyla kabul edilemez” dendi.

Dört gün Tataristan’ın Arsk kasabasında Rusya Federasyonu Yerli Halklar Birliği Birinci Kongresi’ne katılan Tatar, Başkır ve Çuvaş temsilciler Moskova’nın kendi halklarına ve diğer Rus olmayan halklara uyguladığı muameleyi sert dille eleştirdiler. (tatar-centr.blogspot.com/2014/09/i.html)

Moskova’nın 1993 Rusya Anayasası’nın Rus olmayan halklarla ilgili maddelerine uymadığını ileri süren delegeler üç talepte bulundular. Birincisi, Rus olmayan cumhuriyet ve birimlerin başkanlık makamını korumak istemeleri halinde buna izin verilmesi.

İkincisi, Çuvaş Cumhuriyeti’nin kendi anayasasında yazılı olan Çuvaşya’nın “Rusya Federasyonu içinde bir devlet olduğu” maddesinin ihyası. Moskova daha önce Çuvaş dilinin kullanılmamasında ısrar etmişti.

Üçüncüsü, tüm yerli halklara her seviyede anadilde eğitim hakkının tanınması ; eğitimin sadece kendi cumhuriyetlerinde değil bu halkların toplu olarak yaşadığı tüm topraklarda verilmesi ; eğitimin özel gruplar tarafından değil Rusya hükümeti tarafından finanse edilmesi.

Bildiriyi Tatar Yurtsever Cephesi Altın Urda, Tatar Toplum Merkezi, Tatar Gençlik Birliği Azatlık, Çuvaş Ulusal-Kültürel Yeniden Doğuş Cemiyeti, Başkırİnsan Hakları Hareketi KukBurye ve Başkurdistan Aksakallılar Konseyi liderleri imzaladılar.

Talepleri radikal değil ve sayıca azlar ama bu grupların işbirliği gelecek için daha fazla aktivizm ve daha fazla kamuoyu desteği anlamına geliyor. Hiç olmazsa Moskova’nın gerçekleri gizleme ve böl-ve -yönet gibi geleneksel politikalarının geçmişteki kadar etkili olamayacağını gösteriyor.

Çeviri: Dr. Ömer Aytek Kurmel

Cherkessia.net, 25 Eylül 2014

 

****

 

Minority Nations in RussiaUnite and Denounce Putin’s Policies

Paul Goble, September 24, 2014

LikeitsSovietpredecessors, the Putin regime has adoptedthreestrategies in dealingwiththenon-Russian quarter of thepopulation: increasingrepression, divide-and-ruleeffortswithinthesecommunitiesandamongthem, andsuppressingthedissemination of informationabouttheirplight.

But thesestrategiesareprovinglesseffectivethantheyoncewere, theresult of boththewillingnessandability of theirco-ethnicsabroadtospeakoutaboutwhatMoscow is doingandtheheroicefforts of theleaders of thesesuppressednationalities not onlytodenouncethe Russian government’sactions but alsotoworktogether.

Thisweek, ScandinavianandBalticleadersdenouncedwhat Putin is doingwithregardtoRussia’sindigenouspopulations.  AiliKeskitalo, president of theNorwegian Sami Parliament, toldthe UN World Conference on IndigenousPeoples in New York thatMoscow’seffortstoblockrepresentatives of thenumericallysmallnationsfromtakingpartonlycalledattentionto “thealarmingsituation” thosepeoplesnowface.

Finland’spresident, SauliNiinisto, andEstonia’spresident, ToomasHendrikIlves, both of whomaremembers of nationslinkedtotheFinno-Ugricnations inside theborders of the Russian Federation, echoedthoseconcernsaboutwhatRussia is doingandtryingtohide. (barentsobserver.com/en/politics/2014/09/alarming-situation-indigenous-peoples-russia-23-09 and president.ee/en/official-duties/speeches/10587-president-ilves-at-the-united-nations-world-conference-on-indigenous-peoples-22-september-2014/index.html)

Because of theirprominenceandbecausethismeeting is takingplaceunder UN auspices in New York, theircommentshaveattractedsomeattention.  But equallyimportantdevelopments in thisregardhavebeentakingplaceamongnon-Russian groups inside the Russian Federationthisweek.

Twoareparticularlyworthy of note.  Yesterday, theAll-Tatar Social Center (VTOTs) posted on itswebsite an appealtoMoscowto “stop thepoliticalrepression” of theCrimeanTatars, actionswhich it saidresembledthosearound “thedeportation of theCrimeanTatars in 1944” (nazaccent.ru/content/13255-vsetatarskij-obshestvennyj-centr-prizval-prekratit-travlyu.html)

“Theauthoritiesmay not likethepoliticalviews of theleaders of theMejlis,” thedeclarationsays, “but politicalrepressionsagainst a publicorganizationare a crime” andthusimpermissible.

Andfourdaysago, representatives of the Tatar, BashkirandChuvashnationalities met in thetown of Arsk in Tatarstan as part of the First Congress of theAssociation of theIndigenousPeoples of the Russian Federationandissued a stingingindictment of whatMoscow is doingagainsttheirpeoplesandothernon-Russians. (tatar-centr.blogspot.com/2014/09/i.html)

DeclaringthatMoscow is failingtoliveaccordingtotheprovisions of the 1993 Russian Constitutionregardingthenon-Russian peoples, thedelegatesissuedthreedemands.  First, theycalledforMoscowtoallowallnon-Russian republicsandformationstokeeptheoffice of presidentiftheywantto.

Second, theydemandedthattheChuvashRepublic be allowedto restore theprovision of itsownconstitutionwhichspecifiedthatChuvashia is “a statewithinthe Russian Federation.” Earlier, Moscow had insistedthatthatlanguage be eliminated.

Andthird, theyaskedthatallindigenouspeopleshavetherighttoeducation in theirnativelanguages at alllevelsand not justwithinofficiallyrecognizedrepublics but wherevertheylive in compactgroupsandthatsuchinstruction be fundedbythe Russian governmentratherthanbyprivategroups.

Theresolutionwassignedbyleaders of the Tatar Patriotic Front Altyn Urda, the Tatar Social Center, the Tatar YouthUnionAzatlyk, theChuvashIreklekhSociety of National-CulturalRebirth, theBashkir Human RightsMovementKukBurye, andtheCouncil of Aksakals of Bashkortostan.

Theirdemandsare not radical, andtheirnumbersare not large, but cooperationamongthesegroupsprovidesthebasisforgreateractivismandattention in thefuture. At theveryleast, it is an indication that the old Moscow policies of hidingthetruthanddivide-and-rulearen’tgoing to work as well in thefuture as theydid in the past.


Bu haber toplam 1802 defa okundu.


Kabard Yinal

Sayın Anzor Keref, siz de bir geçmişinizin prangalarından kurtulsanız artık olmaz mı? Koca adam oldunuz artık. Ağzını açana, biz zaten 30 sene önce söyledik-bizi ipleyen olmadı-dışlandık-maymun olduk gibi cevaplar vermeseniz?
Siz de bir kusur olmuş olamaz mı? Kendinizde en küçük bir kusur aramadan, sağa sola çemkirmeniz ayıp değil mi? Şu aslı astarı olmayan "Kuzey kafkasyalılık" konusunda bir satır özeleştiri vermeden, Çerkes siyasetine yapışma hevesiniz, bağlarbaşı-akraba kontenjanının verdiği özgüvenden mi acep?

28 Eylül 2014 Pazar Saat 22:18
hapi cevdet yıldız

Burada öteden beri savunduğumuz, Adıgeler açısından da geçerli olan, ama çoğu dönüşçülerimiz tarafından gizlenmeye çalışılan gerçekler ifşa ediliyor. Gerçekleri saklamak Rus işbirlikçiliği anlamına gelir. Bu gerçeklerin başında Rusya Federasyonu Anayasası’nın cumhuriyetlere, bu cumhuriyetlerin kendi sınırları dışında toplu halde yaşayan soydaşlarına ve küçük halklara uygulanan baskılar ve Ruslaştırma politikaları geliyor.
Makalede Rusya’nın Kuzey halklarından olan Tatar, Başkır ve Çuvaşlar ile Fin- Ogur topluluklarının karşılaştıkları baskılar ele alınıyor.
Bu arada bir cumhuriyetin sınırları dışında yaşayan aynı gruptan toplu azınlıklara devlet okulunda anadilini öğrenme hakkı tanınması talep ediliyor. Bu gibi haklar ve daha başka demokratik haklar RF Anayasaında yazılı ama uygulanmıyor. Anayasa ihlal ediliyor. AB, ABD, Kanada ve uygar ülkelerde 10 öğrenci velisinin istemesi halinde herhangi bir dil devlet okulunda resmen öğretiliyor. Örneğin, yeryüzünün en baskıcı ve uygarlaşma alanında en geride ülkelerinden biri olan Türkiye’de bile Kürtçe ve Çerkesçe aynı ölçüte göre haftada 2 saat olmak üzere devletin ortaokul sınıflarında okutulmaktadır. Masraflar ve öğretmen maaş ve ücretleri devletçe karşılanmaktadır.

Bir federasyon olan Rusya’da yukarıdaki ölçütün bile gerisine düşülmüş olması gerçekten kaygı vericidir. Kendi cumhuriyetlerimizdeki durum da farklı değil.
Örneğin, Adıge Cumhuriyeti’nde Adıgece resmi dil statüsünde ama kullanımı kısıtlı, Rusça karşısında kenara itilmiş durumda. Talep olması halinde Adıgece seçmeli ders dili olarak okutulabiliyor, haftada 1 – 3 ders saati arasında değişmek üzere (ilkokullarda 3, ortaokullarda 2, liselerde haftada 1 ders saati). Adıgece okulların hepsinde değil, istek olan bazılarında okutulabiliyor.

Buna karşılık Adıgey okullarının hepsinde eğitim dili sadece Rusça. Rusça eğitim dili, Çerkesçe öğretim dili, ikisi aynı değil. Bu gerçek saklanmaya çalışılıyor. Baskıları işlevsiz kılmak için sürekli ifşa etmek gerekiyor. Başka türlü çirkin Rus politikaları teşhir edilemez ve duraklatılamaz.

Bu arada Karadeniz kıyısında Soçi’nin Lazarevsk (Psıšope) ve Tuapse ilçeleri/ Şapsığe köylerinde ve kent tipi yerleşimlerinde 10 bin üzeri bir Adıge (Şapsığ) bulunduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu insanların 1945 yılı öncesinde özerk yönetimi vardı, o tarihte kaldırıldı, bir türlü hak iadesi yapılmıyor. Çarlık yönetimi Adıgelerin ülkesini çalarak Çerkeslerin ayağını Karadeniz’den uzaklaştırmış, kesmişti. Rus, Karadeniz kıyısında bir Adıge devlet oluşumuna ilçe boyutunda da olsa tahammül edemiyor. Bu durumda bazı dönüşçülerimiz ve Kaffed gibi örgütlerimiz hangi akla hizmet Rusya adına güzellemeler yapabiliyorlar? İnsanın yüzü kızarmaz mı?
Şapsığe Adıgelerinin seçmeli anadili dersleri de okullardan kaldırıldı. Rusya’ya ilişkin güzellemeler yapmaktan önce bu insanların sorunları dile getirilmeli.

Kırım Tatarlarının durumuna gelince, Mart 2014 Rusya’ya ilhak öncesinde Tatarlar özerklikten yararlanmasalar bile, Ukrayna gibi Batılı ve özgür bir ülkede yaşıyor ve toparlanıyorlardı. Kimse onları rahatsız edemiyordu. Tatarlara yönelik bir Ukraynalı baskısı yoktu. Tatarca gazeteler, dergiler, 24 saat yayın yapan Tatarca 2 televizyon kanalı, Tatarca radyolar, tiyatro, vs vardı. Şimdi Rus baskı üstüne baskı uyguluyor, bütün bu kazanımların mezarını kazmakla meşgul.

Bu olumsuzluklar yanında elbette olumlu gelişmeleri de vurgulamalıyız. Cumhuriyetler dayanışma içine giriyorlar. Kabardey’i bilemem, orada ulusal yönetimin etkisizleştiği, Moskovalılaştığı, tepkilerin gelişmeye başladığı söyleniyor ama Adıgey’de cılız da olsa, hükümet eliyle yerli dili ve edebiyatı ayakta tutma gibi bir çaba var. Adıgey nisbeten bir barış adası olarak kalmış. Bunu da belirtmemiz gerekiyor. Son zamanlarda Adıgeyli bilim insanları övgüye değer çalışmalar ortaya koydular, örneğin tarihbilimi alanında. Ama Demoklesin Kılıcı sallanıp duruyor, hassas bir durum.

Gençlerden dileğim yazılanları baştan savma değil, ciddi biçimde ve eğilerek okumaları, düşüncelerini açıklamaları, korkak değil akılcı olmalarıdır.

27 Eylül 2014 Cumartesi Saat 09:27
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net