Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Rusya ve Türkiye İdlib'de Savaş ile Diplomasi Arasında!
29 Şubat 2020 Cumartesi Saat 21:37
Türkiye, Rusya ile doğrudan bir çatışma ihtimaline sıcak bakmıyor, Savunma Bakanı Hulusi Akar, ülkesinin ‘’İdlib’de Rusya ile çatışma niyeti’’ olmadığını açıkladı. Ancak bölgedeki durum son derece gergin ve uluslararası müdahale gerekli olabilir.

 

Basil Hac Kasım, 27 Şubat 2020

 

Türkiye, Rusya ile doğrudan bir çatışma ihtimaline sıcak bakmıyor, Savunma Bakanı Hulusi Akar, ülkesinin ‘’İdlib’de Rusya ile çatışma niyeti’’ olmadığını açıkladı. Ancak bölgedeki durum son derece gergin ve uluslararası müdahale gerekli olabilir. İdlib’de, özellikle Türk askerlerine yapılan saldırıların ardından tansiyon iyice yükselmiş durumda. Şam rejimi ve müttefiklerinin İdlib’deki operasyonlarını sürdürmeleri durumunda yakın gelecekte çatışmaların seyrinin ne olacağını kestirmek oldukça zor.

Daha büyük çatışmaların önüne geçilmesine yönelik ‘son dakika’ çabaları devam ediyor. Türk ve Rus heyetler Ankara’da bir araya geldi. Dolayısıyla herkes için felaket anlamına gelecek büyük bir savaşın önüne geçilmesi için halen bir fırsat var. Ankara ve Moskova’nın karşılıklı sert açıklamalarının da görmezden gelinmesi mümkün değil. 

 

Rusya son olaylarda Ankara ve Şam arasında arabulucu rolü üstlendi. Ancak Rusların öne sürdükleri haritalar ve teklifler şu ana kadar Türkiye tarafını ikna etmiş görünmüyor. Türkiye eski şartlarında ısrarcı davranıyor. Yani Suriye ordusunun Şoçi Mutabakatı’nda üzerinde anlaşılan sınırlara çekilmesini istiyor. Rusya ise Türkiye’nin yeni durumu kabullenmesini bekliyor. Yani Suriye rejiminin son dönemlerde ele geçirdiği bölgelerde kalıcı olmasını istiyor.

 

İdlib, çözüme kavuşturulamayan karmaşık Suriye meselesinde çatışmaların odaklandığı bölgeyi temsil ediyor. Asıl sorun, Türkiye-Rusya, Türkiye-ABD ilişkilerinin seyriyle ilgilidir. İdlib bugün Türk-Rus ilişkileri için bir test mahiyetindedir. Gergin müzakerelerin sıcak çatışmaların kıvılcımı mesabesinde olabileceği göz ardı edilmemelidir. Türk tarafı İdlib konusundaki müzakerelerde, rejimin saldırılarını bir an önce durdurmasını ve rejim güçleri tarafından çevrelenmiş Türk gözlem noktalarının gündeme gelmesini talep ediyor. 

 

Son dönemlerde yapılan analizler, Türkiye’nin İdlib bölgesindeki muhtemel askeri operasyonlarına odaklanmış durumda. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in niyetinin ne olduğunu bilmemiz de önemlidir. Acaba Putin bölgenin geleceği ve ‘dostu’ Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkisi hakkında ne düşünüyor?

 

Eğer Putin, son birkaç yıldır ortaklığa daha yakın bir doğaya sahip olan Türkiye ile ilişkilerini değiştirmek niyetindeyse, Ankara’nın ay sonuna kadar tanıdığı süre ile ilgili mektubuna rağmen geri adım atmayacaktır. Bu durumda Ankara, Şam rejimine karşı sınırlı bir askeri operasyon gerçekleştirecektir.

 

İkinci seçenek ise Putin’in geri adım atmasıdır. Böylelikle Suriye ordusu da Soçi Mutabakatı’nda belirlenen sınırların gerisine çekilecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin askeri bir operasyon gerçekleştirmesine gerek kalmayacaktır. Bu durumda, Ankara-Moskova arasındaki gerginliği bir fırsat olarak gören ABD’nin emelleri de boşa çıkartılmış olacaktır. 

 

Rus-Türk müzakereleri şu ana kadar net sonuçlar vermese de devam ediyor. Ancak Rusya’nın Suriye’de Türkiye ile çatışmak istemediği açıktır. İki ülke arasındaki iş birliğinin mahiyeti, Suriye ve bölgenin ötesine uzanmaktadır. İki ülke arasında Avrupa’ya doğalgaz sağlayan TürkAkım boru hattı ve S-400 gibi stratejik ortaklıklar bulunmaktadır. 

 

Bugün Rusya-Türkiye arasında iki tarafın da çıkarlarını koruyan başarılı bir ortaklıktan söz edilebilir. Ayrıca İdlib dışında iki ülke birçok dış meselede de iş birliği içindedir. Dolayısıyla müzakere ve uzlaşı için halen geniş bir alan mevcuttur. İki taraf da ortaklıklarının bitmesi durumunda kaybedeceklerinin kazanacaklarından çok daha fazla olacağının bilincindedir.

 

ABD’nin Suriye’nin güneyindeki Dera’da garantör olduğu ‘ateşkes anlaşmasında’ muhalefeti yüzüstü bırakmış olması unutulmuş değildir. Bugünlerde ABD ve Avrupa tarafından İdlib’in geleceği hakkında çok sayıda açıklama yapılmaktadır. Ayrıca mesele, uluslararası medyanın da öncelikli gündemi içinde yer almaya başladı. Uluslararası sivil kuruluşlar da İdlib’de insani bir felaket yaşanmasına karşı uyarılarda bulunuyor. 

 

Bugün İdlib’de yaklaşık dört milyon kişi yaşıyor.  Bu insanların yarısından fazlası çevre illerden, kasabalardan ve köylerden göç etti. Dolayısıyla bölgedeki askeri çatışma, daha önce görülmemiş boyutlarda felaketlere neden olabilir. Ayrıca böylesi bir durumda Rusya-Türkiye ilişkileri de kopma aşamasına geleceği gibi Astana Süreci’nin akıbeti de meçhul olur.

 

Kaynak: Independent Arabia /Sarkul Avsat

Cherkessia.net, 29 Şubat 2020


Bu haber toplam 2034 defa okundu.


Kguash Nefyn

Sınırlarımızı tarafsız bölgenin dışına taşmadan koruyalım.

03 Mart 2020 Salı Saat 12:47
Ender. Ö. Özhan

Görüşlerim yüzde yüz zıttır rahmetli Necmettin Erbakan'ın temsil ettiği siyasetle ancak Suriye konusunda söylediği bir söz vardır kulaklara küpe edilmelidir.

"Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Suriye'yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. O da Türkiye'yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız."

03 Mart 2020 Salı Saat 00:09
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net