1920-21 Orta Volga'daki kıtlığın insani maliyetleri ve etnik sonuçları, Ukrayna'daki Holodomor ve Kazakistan'daki Aşarşılık'a benzer, diyor Sidorov.

Orta Volga'daki kıtlık, on yıl sonra değil de Rus İç Savaşı'nın sonunda meydana geldiğinden ve daha az kurbana sahip olduğundan, şu anda bağımsız ülkeler olmayan yerlerde meydana geldiğinden ve birçok benzeri olduğundan, bu korkunç olay, benzer insani bedelleri ve etnik sonuçları olmasına rağmen aynı ilgiyi çekmedi.

Vadim Sidorov: Politolog.

Ancak Prag merkezli yorumcu Vadim Sidorov, bunun yalnızca başlı başına bir trajedi olarak değil, aynı zamanda Stalin'in daha sonra Kazakistan ve Ukrayna'da korkunç bir bağlılıkla izlediği Bolşevik davranış modeli olarak da dikkati hak ettiğini söylüyor (trtrussian.com/mnenie/povolzhskij-golodomor-i-nacionalnaya-politika-pamyati-8862994).

Orta Volga kıtlığı, ardılları gibi, Sovyetlerin daha da kötüleştirdiği köylülerin direncini kırmaya yönelikti ve tüm bu bölgelerdeki etnik dengeyi Rus olmayanlardan etnik Rus egemenliğine kaydırmaya yönelik politika hedeflerine ulaşmak için istismar ettiği doğal yollara sahipti.

Bu hikaye Kazakistan ve Ukrayna örneğinde iyi bilinmektedir. Ancak Orta Volga söz konusu olduğunda, anlatılmaya yeni başlanıyor. Bu çabaya yapılan bazı katkılar için bkz. 

(windowoneurasia2.blogspot.com/2020/12/tatars-must-remember-1921-1922-famine.html ve windowoneurasia2.blogspot.com/2021/03/intertwining-of-good-and-evil-in-soviet.html.)

Sovyet hükümeti, ilgili cumhuriyetin etnik bileşimini değiştirmek söz konusu olduğunda, bir kıtlığı siyasi kazanç için nasıl kullanabileceğini değerlendirmeye başladı. 1920'de Başkurdistan'ın dışındaki özerk bölgelerdeki Başkurtlar, Pitchfork İsyanı olarak adlandırılan şeyi sahnelediler.

İsyana katılan köylüler, kendilerine bazı ikinci sınıf vatandaşlardan ziyade Başkurt köylülerine Başkurdistan'da davranıldığı gibi muamele edilmesini talep ettiler. Moskova buna atladı, isyanı bastırmak için büyük bir güç kullandı ve ardından Başkurdistan'ı ayaklanmayı örgütlemekle suçladı ve bu tür asılsız suçlamaları Başkurt özerkliğinin genel olarak yok edilmesini başlatmak için kullandı.

Kıtlık ve Sovyetlerin bunu istismar etmesi Başkurtların bir milyondan fazla canına mal oldu ve 1917'de yaklaşık 1,7 milyondan dokuz yıl sonra SSCB içindeki sayılarını yaklaşık 800.000'e indirdi ve Başkurtların o zamandan beri aşağı yukarı sürekli olarak maruz kaldığı baskılara zemin hazırladı. 

Aleksandr Soljenitsin kronikleştirdiği 1920'ler ve 1930'lar hakkındaki yazılarında bu felaketi "Başkurt halkının savaş, baskı ve açlıktan kaynaklanan trajedisini" ve "dünya tarihindeki en büyük etno-demografik felaketlerden birini" temsil ettiğini ilan etti.

Kaynak:https://windowoneurasia2.blogspot.com/2022/05/1920-21-famine-in-middle-volga-had.html?m=1&fbclid=IwAR1S2gmKhGxOs1dY0l_rSrkqUeq9YgFiEnKjL5v2itX-3MyG09P3uTRi8i8

Çeviri: Tlepşuko Ömer Çakırer

Cherkessia.net,  2 Haziran 2022