Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Keç-ı Süleyman Yavuz
İlginç Tesadüfler
27 Haziran 2010 Pazar Saat 16:47

Yaşamak zor zanaat! diye yazmıştı bir dizesinde Hasan Hüseyin.

Yaşamak zor zanattır, acısı tatlısı ve karmaşası ile zordur, hayatı yaşamak, adam gibi.

Bazen öylesine ilginç şeyler yaşarsın, kendin dahil olsan yaşanmışa, inanamazsın.

Geçen hafta sonu bir arkadaşım ile sohbetliyoruz, sohbet! biraz malt ile karışık olduğundan yazacaklarımın devamında yaşadığım çelişkiye sebep, acaba! malt müsebbip olmuşmudur demekten alamadım kendimi.

 Bir arkadaşım, henüz merdiven dayadı yarım yüzyıldır bu coğrafyada yaşama başarısını becerebilmişler sınıfına katılmaya. İlk benimle paylaştı, bu sınıfa bekarlar alınmadığından, evlenmesi gerektiği fikrini.

Çok sevindim bu habere ve bacanak olacaktık şehirsel anlamda. Öyle ya! artık bir şehirli olacaktı, hem de öz bilmem ne şehirli.

Anlattıklarından hatırımda kalan, kızın anne ve babasının olmayışı ve birinci derecen başlayıp ikinci üçüncü derecelerde yaşama dair dereceler arası maraton ve de monoton bir hayatı olduğu.

İkinci bilgim ise, gelin adayının memleketi.

Aradan birkaç gün geçti evde bir, hengame bir muhabbet, Kaberdeyler pür telaş wunafedeler, maazallah en ufak olay, bizde aylar süren gitmeler, gelmeler anlamına gelir ki maazallah.

Hayırdır dedim Gonepşeye, başladı anlatmaya.

Bir yakınımız var çok sevdiğimiz,anne ve babasını yıllar önce kaybetti !! Abisi, ablası, halası, dayısı gibi geçiriyordu yaşamını Düzce’den bir Adığe çocuk ile bu Pazar nişanlanıyormuş, onun telaşı! bizimkilerin.

Sadakallahulazim.

Bre deyyus, niyetini paylaştın benimle neden? Nişanı gizledin? Bir dakikada aile ortamında gak guk konumuna düşürürsün beni. Tedbiri elden bırakmadım yinede, usulca sıvıştım diğer odaya aradım hain sırdaşımı.

İsim farklı, köy farklı, sülale farklı…

İyide!

İki kızın kaderinin benzeşmesi, damat adaylarının Düzceli oluşu ve yaş gurupları insanın aklını ancak bu kadar karıştırır. Her iki çifte şimdiden mutluluklar dilerim.

Gelelim bendenizin yada ailemin, başına gelen semerkoye.

Bir insan! bir yıl boyunca, cep telefonunu kaç kere evde unutursa bende o kadar unutmuşumdur. Kayınbirader ve hanımı bendeler, kayınbiraderin hanımının amcası İstanbul’da ikamet etmekte.

Amcasının bir oğlu var gençten, adı Nahit.

Bahsi konu akşam, Nahit amcasının kızını! yani Gonepşeylerin gelinini almaya gelecek bize, geleceği saat belli değil.

Hanecek beklemedeyiz! Nahit kardeşimizi.

Bu ara, bir işim çıktı alel acele çıktım evden. Bir zaman sonra telefonum çalar, ben dışarıdayım telefon evde.

Pşımaf alır telefonumu, verir annesine.

Annesi!

Oğlum! baban telefonu unuttu gitti, kim arıyor.

Nahit abi, der! Pşımaf

Uuzatır telefonumu annesine..

Telefonumda Nahit Serbes büyüğüm, Nahit abi diye kayıtlı. Kaberdey açar telefonu.

Nahitciğim nerelerdesin?

Adapazarı’ndayım.

Ne yapıyorsun Adapazarında, kız bakmayamı gittin? Biz seni burada bekliyoruz.

Ben zaten Adapazarında oturuyorum…

Deyince! Nahit abi (Nahit Serbes)

Kaberdeyde jeton düşer karışmıştır Nahitler!!!

Waheeeeyki waahey durumu, şimdi toparla toparlayabilirsen.

Korkulur bu Kaberdeylerden,

Tha’nın lütfu karşı muhatap ise! Nahit abi. Çarçabuk düzelmiş konu ve bizde unutamayacağımız bir anekdot olarak kaldı.

Paylaşma ihtiyacı duydum.

Hayat her türlü kargaşaya, tesadüfe açıktır.

Aslolan toparlayabilmektir, toparlayabilecek kültüre sahip olmaktır, aslolan!!! Her kültürün harcı değildir bu yükler.

Bu yazı toplam 3314 defa okundu.





Bu yazıya yorum eklenmemiştir.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net