Son 21 Mayıs etkinliği ve öncesi gelişmeler, Çerkesya Yurtseverlerinin ortaya koymak istedikleri birlik-beraberlik merkezli arayışlarına set çekmiştir.

Birlik arayışları; Çerkes toplumu içinde gerek geleneksel çevreler ve gerekse de bazı yeni oluşumlar tarafından dirençle karşılaşmıştır.

Nelerin olamayacağı artık açıkça anlaşılmıştır. Nelerin olamayacağı kesinleştiğine göre nelerin olabileceği üzerinde durulmasının ise zamanı gelmiştir. 

Bundan böyle, yıllardır yaşanmakta olan 21 Mayıs Kuzey Kafkasya birliği dayatmalı senaryoları geride bırakarak, "Çerkes Ulusunun Birliği" temelli ilkesel dayanışmaya gitmemiz gerektiği oldukça açıktır.

Kafkas kardeşliğine aykırı düşmeyen, ancak kendi iç donanım ve düzenimizi sağlama doğrultusunda güçlü bir Çerkes birlikteliğini sağlamamız gereksinimimiz  ortadadır.

Çerkesler; kendi Ulusal-toplumsal yapılarını güçlendirecek, ulusal birlik heyecanını devreye sokarlarken, müdahalelerle kesilmesi istenen Çerkes hareketinin bir çatı altında birleşme sürecinin tamamlanabilmesi için çok çalışmamız gerektiği ortadadır.

Bazı kesimlerin bütün saldırılarına karşı kendimizi ve var oluş sebebimizi çok iyi anlatmalı, bizlerle beraber hareket edecek benzer konumda bulunan, Çerkes yurtsever hareketine sempati ile bakan ve Hür Çerkesya idealini benimsemiş diğer Dernekler, gruplar ve bireylerle daha iyi bir dayanışmanın sergilemeliyiz.
Yılmak yok. Sabır, azim ve kararlı olmak zorundayız.

Birlik ve başarının sağlanması için her yurtseverin elinden geleni en iyi şekilde yapması gerekir.

Çerkes ulusunun birliği, Çerkesleri birbirine yaklaştırır. 

Onlarda kader birliği hissini uyandırır. 

Ortak idealler, toplumda dayanışma duygusunun da canlanmasına vesile olur. 

Hiçbir şey, bir gecede ortaya çıkmamıştır. 

Fakat beklemek, sabır ve her şeyi zamana bırakmak yeterli değildir.

Dayanışma en sihirli kavramlardan birisidir. 

İnsanlar bir araya gelerek, ortak bir hedef çevresinde beraberce hareket ederek, birçok başarılar elde etmişlerdir. 

Dayanışma olgusunun en büyük göstergesi Fransız Devrimi’dir. 

Polonya'da  bir işçi önderinin öncülüğünde örgütlenen dayanışma hareketinin sonucunu da gördük. 

Düzene karşı gelen insanların dayanışma sayesinde siyasal iktidarları nasıl değiştirebildiğini de  gördük. 

Ortak ideallerimizle, Çerkes toplumunun, Çerkesya davasında birleşmiş bir yapıya kavuşması  zaman içerisinde görülecektir.

Çerkesya ideali, toplumu oluşturan kişileri perçinlenmiş bir bütün olarak güçlü bir hale getirecektir.     

Çerkes ulusunun başarısı, mutlaka bütün güçlerin bir istikamette yön bulması ile mümkündür. 

Gün geçtikçe güçlenerek büyüyen Çerkes yurtsever hareketi, bu harekete inanan Çerkeslerin güç birliği, iş birliği, el birliği, düşünce birliği ile ortak hareketleri sonucu yeni çığırlar açacaktır.

Eğer aynı çizgiyi geleceğe taşımak istiyorsak, ortak ideallere inanmış insanların, kader birliğinin önemini, toplumun diğer kesimlerine iyi anlatarak yurtsever hareketin söylemleri ile birleştirici bir yapıya kavuşturmalıyız.

Ya Çerkes’sindir, ya da herkessindir!

Ya kendin gibi düşüneceksin, ya başkası gibi!

Ya kendin olacaksın, ya da başkası!

Çerkessen, ülküne, ülkene sahip çıkmalısın! Unutma!!

İşgal edilmiş ülkendeki dedelerin sahibi oldukları topraklarından zorla çıkarılmış ve başka yerlere gönderilmiştir.

Sen, hayatta kalabilmesi nasip olmuş Dedelerin torunlarısın

Çerkesliğin ve Atalarının sana emanet ettiği, temiz, saf duygularını ve gücünü başka yerlerde heba etme, sen yerini biliyorsun.

Çünkü sen Çerkessin.

Öteki olamazsın veya bir başkasının kopyası da…

Ne zaman herkes oluruz?

Aynı coğrafyadan geldiğimiz, benzer kültürleri paylaştığımız insanlarla dün olduğu gibi bugünde yarında ve her zaman omuz omuza onlarla beraber oluruz, hatta büyük Kafkasya  birlikteliği sağlamak için mücadelenin içinde de yer alırız, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Ama önce biz olalım,
Birlik halinde Çerkes/Adige Ulusu vardır. Çerkes ve Çerkesya ayrı ayrı şeyler değildir.

Başkalarının etkilerine girdikçe, onlara benzemenin ötesinde onların kopyaları olmaktan, onları mukallidi olmaktan öteye gidemeyiz.

Onlar gibi düşündükçe, onların kalıplarına girdikçe, kendi kültürümüzü, Çerkesliğe bakış açımızı kaybedeceğimiz muhakkak.

Nitekim Çerkes kimliğinin karakteristik özelliklerini ve Anavatana bakış açımızı kaybettikçe özgünlüğümüzü, farklılığımızı yitirmekle karşı karşı kaldığımız açık değil mi? 

Başkalarının aleti olanların dışında her Çerkes, bunları zaman içersinde daha da çok  anlayacaktır. 

Çünkü Çerkesler, aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlâka ve hukuka sahipler. 

Ve aynı asgari amaç, inanç ve ideallerde de bir araya gelmek zorundadırlar.

Ulus olmanın olmazsa olmazı budur.

Çerkes Ulusunun birliğini, bütünlüğünü bozmaya yönelen, bölgecilik, kabilecilik, ve özüne ait olmayan ideolojik payandalık yapanlar boğulmaya mahkûmdurlar.
Çerkes Ulusunun, arzuladığı ideal birliktelikten doğacak Çerkesya oluşumunun aleyhine çalışmak isteyen bazı kişi ve grupların önümüze engeller çıkartmalarının ardında yatan sebepleri anlayamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk da olmayacağız..

Hürriyetin ve Birliğin yolu ilkeli ve çelik gibi duruşumuzla gerçekleşecektir.

Woropsow Adiğeher! Woropsow Adiğeheku!