





Kurucusu olduğum ve kuruluşunda katkılarımın olduğu bir dernek İÇD (İstanbul Çerkes Derneği).
Gördüğüm lüzum üzerine, geçen sene 21 mayısın getirdiği tartışmalardan sonra Başkan Yrd lığından istifa ederek yönetim kurulundan ayrıldım.
Kendimce emek verdiğim bu camiadan geçenlerde yapılan olağan genel kurula oy kullanmak için gittiğimde haberim olmadan üyelikten çıkartıldığımı öğrendim.
Gerekçe, www.cherkessia.net sitesindeki yazılarım.
Hiçbir danışma olmadan ve haksız bir uygulamayla karşı karşıya kaldığımı gördüm.
Hem vicdanen incindim, hem de bir derneği, haksız, hukuksuz ve adaletsiz nitelemesiyle karşı karşıya bırakacak bir uygulamaya tanıklık ettim.
Üstelik bu derneğin hak, hukuk ve adalet arayan, bu vasıfları kendi üzerine almış bir camiayı, kısmen de olsa temsil etmesi gerekiyordu.
Bu güne kadar belki de hiç bir dernekte yapılmamış bir uygulamayla Xabze ve hukuki süreç kuralları çiğnendi. Yapılmaması gereken bir şey yapıldı.
Bu sebeple İÇD yönetimini, kültürümüzün kanun diye önemsediği Xabze'nin koyduğu kurallara göre, ulus(tlepk) umuzun vicdanına havale ediyor ve aynı zamanda genel kurulda yapılmış olan yanlışlarla ilgili olarak da hukuki süreci başlatmış bulunuyorum.
Yasalarımıza yapılacak talep bana yapılan bireysel haksızlığı tamir etmekten ziyade, keyfi uygulamalarla dolu, demokratik olmayan bir yapının hukuk önünde hesap vermesi ve toplumu ucundan kemirmeye yeltenecek zihniyete ‘’dur’’ deme amaçlıdır.
Yıllarca Xabze kuralları, geleneklerimiz, Çerkesler arasında karşılıklı sevgi, saygı ve toplumsal dayanışmanın aramızda yerleşmesinde belirleyici olmuştur. Eleştiriler, bugün yarın ve her zaman olacaktır.
Fikirle mücadele yerine, alternatif başka yollara tevessül edenlerde yanlış yoldadır.
Dünyadan ne insanlar gelip geçti, bütün dünyayı kendileri yönetmek istediler, ama hepsi öldüler, kendileri ile birlikte uyguladıkları yanlış siyasetleriyle beraber toprağa gömüldüler.
Önemli olan eleştirenlerin, eleştirilenler kadar bu topluma hizmet sunmalarıdır.
Toplum adına doğru yapılan her neyse takdirle karşılanacak veya eleştirilecektir. Bunları da anlayışla karşılayacak kişilerin saygınlığı daha da artacaktır.
Kavgayı ortaya çıkaran olayların başında ayrımcılığın geldiğini düşünüyorum.. Yani birilerini ötekileştirmek, uzaklaştırmak ve uzaklaştırılmak..
Bazıları aralarına menfaat duvarlar örüp kendi yanları ile gruplaşıp; diğerleri ile savaşırcasına mücadele yolunu seçiyorlar,
Uzaklaştırmakla, ötekileştirmekle birlikte dışlanmış da oluyoruz…. Biz de diğerleri dediğimiz kişilerce dışlanıyoruz.
Hayatta sadece size benzeyen sizin fikirlerinizle hareket eden tek tip insanlar yoktur; farklı fikirleri ,farklı yaşam tarzları olan bir sürü insan vardır.
Bunu anlamadım, algılayamadım diye bilir misiniz!! bu mümkün değildir.
İşte bu insanların düşüncelerine, değişik fikirlerine saygı duymak; inanıyorum ki kişileri daha yüksek bir insani boyuta taşıyacaktır.
İstemediğin kişileri uzaklaştırmak için akla gelmedik yollara tevessül eden insan, uzaklaştırmak istediği kişiyle uzlaşmak ve birlikte yaşamak için de akla gelmedik yolları da bulabilir.
Bunun formülü de empatidir .
Kanayan yaraları açıp havayı bozmak istemezdik, ama bazı olayları gündeme taşımak bize göre hak arama davasıdır.
****
Gelelim 21 Mayısa.
Zira zaman yaklaşıyor.
Önceki yıllarda, 21 Mayıs’ta Çerkesya Yurtseverleri halkımızın ve ülkemizin birliğinden yana olduğunu defalarca deklare etmişti.
Bu yılda aynı çağrıyı yapıyoruz, yapacağız.
Çünkü Çerkesler, sıradan bir kalabalık, güruh değil, bir ulustur.
Çerkeslerin tarihi, dili, kültürü, gelenekleri, coğrafyası birdir.
Ortak bir bellek, ortak bir anılar bütünlüğüne sahiptir.
Fakat bunu anlamayanlar, kafası karışıklar daima bunu reddetmekteler.
Çerkeslik, benzersiz bir kültürel, toplumsal, tarihsel donanıma sahiptir.
Bu yüzden onu sahtelerinden ayırmak gerekir.
****
Toplumsal dokumuzu karartmak, içeriden çökertmek, çürütmek isteyenlere karşı daima uyanık olmak gerekir. Çerkesliğin kapsayıcı olması güzeldir ama, saflığını bozmak aldatmacadır.
Çerkesliğin yeni modernite çağında yeniden yorumlanması, demokratik temayüllerin yeniden parlatılması güzeldir ama başka halklarla karıştırılmamalı, başka kültürlerle melezlenmemelidir.
Bir ulusun içinde başka uluslardan girenler veya bir başka ulusa geçenlerde olacaktır.
Dünyanın hiçbir yerinde tam olarak saf ulus ve kültür olmaz, olmasın da.
Tabii ki kültürel alışveriş olmadan kültür yeniden üretilemez.
Fakat bu bizim ulusal bütünlüğümüze tehdit olacak hale getirilmemelidir.
Bizim kendi ulusal yapımızın çözülmemesi, bozulmaması için gereken hassasiyetler gösterilmelidir.
Bizim özellikle komşu ve akraba uluslara karşı tavrımız yapıcı, insani ve dostanedir.
Bundan başkası da Çerkes mantalitesine, yüreğine sığmaz.
Çerkes ulusundan başka bir yaklaşım beklenemez, beklenmemeli.
Ancak ulusal gelişme, ulusal menfaatler her halk için kendi önceliğidir.
Aramızda farklı düşünceler olur ama, 21 Mayıslarda daima bir arada olmamız ve beraber zulme karşı yürüyüşümüzü birleştirmemiz, saflarımızı sıkılaştırmamız, dayanışmamız gerekir.
***
Bu kördüğüm nasıl çözülecek?
Çare nedir, çaresizliğe kim çare olacak?
Başınızı kaldırın, birbirimizle uğraştığımızda, hırslandığımızda ve parçalandığımızda RF’nu alaycı bakışlarla bizleri bekliyor.
Ayrışmadan ve ayrıştırılmadan kimseye fayda gelmez. Birileri belki bu süreçlerden geçici avantajlar sağlayabilirler, ama uzun vadede kimsenin yararına olmayacağı açık.
Bazılarının acımasız tuzaklarına yem olmayalım belki de en önemlisi olan ayrıştırmacılık politikalarına karşı herkesin, ama herkesin uyanık olması gerekir.
Bizleri bölüp parçalamaya özendiren kişilere dikkat etmeliyiz, Çerkes Toplumu olarak ortak bir sağduyu oluşturmanın zamanı geçiyor. Ama yine de yanlışın neresinden dönülse kazançtır.
Biliyoruz ki, biz kardeşiz.
Küskünlükler, kırgınlıklar ve kavgalar yaşasak da biz kardeşiz.
Bu sene 21 Mayıs’ta gene birlikteliği yakalayamazsak yarın çocuklarımıza ne anlatacağız.
Çerkeslik(Adığağe) değerlerimizi nasıl anlatacağız.
Çerkes(Adığe) olmanın erdemini, kendi aramızdaki çekişmeli siyasetin içine gömdüğümüzü gelecek nesillere nasıl söyleyeceğiz?
Ve biz neden ayrıştığımızı, bir Çerkes olarak anayurttaki ve dünyanın farklı ülkelerindeki diasporalarımıza nasıl anlatacağız?
Tarih sayfaları gelecek nesillere gerçeği anlatacak, atalarımızın yaptıkları hataları bizim öğrendiğimiz gibi, bizi övgü dolu sözlerle yad edecekler mi?
Türkiye Çerkes diyasporası görece en geniş ve yaygın diaspora.
Bizim diğer ülkelerdeki Çerkeslere, Çerkes kurumlarına güzel ve doğru örnek olma zorunluluğumuz var.
Çerkes halkı neyin ne olduğunu, Çerkesya yurtseverlerinin haklı siyasetini bir gün anlayacaktır.
Çok uzak olmayan bir zamanda bizler bir gün birlik olabilmeyi başaracağız.
Bizi birleştirecek olan Çerkesya sevdamız, Çerkes ulusal kimliğimiz, ulusal davamız var.
Biz ulus siyaseti yapıyoruz.
Çünkü biz, geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz ile ortak olan bir ulusun mensuplarıyız.
Çünkü biz Çerkesiz…
21 MAYIS 1864 ÇERKES SOYKIRIMI VE SÜRGÜNÜ
18 MAYIS 2013 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 15:00’ TAKSİM’ DEYİZ


Merak etme Fehim abi şimdi bunlar bu olayın toplumu ilgilendiren ve xabzeye aykırı bir durum olduğunu unutturmak ve kapatmak için elinden geleni yapacak ve olayı şahsileştireceklerdir.
Dünyanın her yerinde şahsiyet problemi yaşayan insanlar, kendi arkalarına"!" bakmadan bu oyunları oynarlar.
Bu arzsızlara haddini bildirmek gerekiyordu bildirdin, ancak davayı sonuna kadar götürmek gerek.
Madem haklarımızı hukuk çerçevesinde aramayı prensip yaptık, bu dava en doğru şekilde noktalanmalıdır.
İzmir'den selamlarımla.
Circassia ya cevaben
Demişsin ki İyi eğitimli: Bahsettiğin adam şu an ülkedeki tüm dernek başkanları arasında muhtemelen en eğitimlisi
Dünyayı Tanıyan: Adam yılda tüm dernek başkanlarının hayatı boyunca gördüğü ülkeye gidiyor
Demişsin ki Yabancı dile hakim: Adam Türkçe - Ingilize-Rusça ve Çerkesçe yi eşit düzeyde konuşuyor
Demişsin ki genç: daha geçen sene aynı kişiler başkanları çok genç diyordu.
Olaya bakar mısınız? En büyük değerlerinin xabze olduğunu söyleyenler neler yapmışlar neler... .
Neymiş ÇY lerinin gizli toplantılarına katılmış Fehim Bey, sanki yeraltı örgütünden bahsediliyor, ÇY leri çerkeslik için çalışan uğraşan, onu bir adım yukarı taşımayı amaç edimiş bir grup..
Yazı yazmış sitelerinde, öyleyse jineps te, gusıps te, forumun dergisinde, bizimle alakalı diğer dergi ve sitelerde yazanların hiç birinin derneklere üye olmamaları gerekir, onları da atsın diğer dernekler üyelikten. Yada neymiş aidat borcunu ödememişmiş, peki sorarım İÇD aidat borcunu vermeyen herkesi atıyor mu üyelikten ?
Varmı üyeleri olan 140 kişinin içinden başka bir örnek ? Yada neymiş, muhalefet yapmış, yönetimi değiştirmek istemiş, kendince yanlış olan insanların başkanlıkta, yönetimde olmalarını kabul etmemiş ve bu konuda muhalefet etmiş, şuç mu?
Zaten Fehim bey de ben İÇD ne karşı değilim, yöneticilerine karşıyım diyor, gittiği genel kurulda uygun ortam olması halinde başkanlığa aday bile olabileceğini düşünüyor ama birde bakıyor üyelikten çıkarılmış.
Sn. CEHDİ Nogaylaroğlunun yazdıklarını da okuduktan sonra Fehim Beyin haklılığına olan inancım perçinlendi.