Öncelikle neyi konuştuğumuzu bilmek açısından sayılara göz atalım.
Türkiye Çerkeslerinin dernek-fed-parti v.b platformlara üyelik oranı en iyi niyetli sayıyla % 5 tir. Neden öyle, niçin böyle gibi irdelemeler bu yazıda konumuz değildir.
Şimdi kısa adı KAFFED olan Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun boyutuna bir bakalım.
2021'deki olağan genel kurul delege sayısı 469 kişidir. Genel kurula gelen delege sayısı 198 dir. Gelen delegenin 45 i mevcut adayların deklarasyonunu protesto edip salonu terk etmiştir. 8 i geçersiz oy kullanmıştır. Geçerli oy sayısı 145 tir.
Yani 145 kişi tarafından seçilmiş bir KAFFED den bahsediyoruz. Herkesin malumu olduğu gibi, Güneydoğulu veya Karadenizli bir aile hafta sonu kahvaltısı için bir araya gelmeye kalksa 145 kişi rahatlıkla toplanabilir.
Vay efendim Türkiye diasporasının en büyük çatı örgütüyüz, şöyle enternasyonel projelerimiz var, şu kadar toplum insanı arkamızda falan gibi gerçeküstü hayallere kapılmanın alemi yoktur, zira sayılar konuşur bayım.
Çerkescede bir söz vardır ''убэмэ убай '' Türkçesi ''çoksan zenginsin''
Geçelim.
Bir yıl önce KAFFED İ yönetenler, yenilere anahtar teslim bir KAFFED bırakmıştır. Karşılarına çıkmak bir kenara ''bu yeni ve çok iddialı arkadaşlara yönetimi bırakalım, belki olumlu işlere imza atarlar'' diye düşünmüş olmalılar. Velhasıl tek liste, tek aday ile genel kurul kazanmak (!) bu algoritma ile olur ancak.
Peki bir yıl içinde ne yapıldı?
KAFFED olarak DÇB ye (Dünya Çerkes Birliği) üye miyiz, değil miyiz sakızı ve göstermelik tüzük değişikliği mesaisi yapıldı.
Çerkes öznesini geçiyorum. Onunla ilgili bir beklenti zaten olamaz. (bu arada bir çelişkiyi hatırlatalım, KAFFED in mevcut insan potansiyelinin % 95 i Çerk eslerden oluşur.) Kendilerini Kafkasyalılık paydası ile tanımlayan ve mütemadiyen Kafkasya lafzı ile kamuoyuna mukaddimeler döşeyen bu arkadaşlar, geçtiğimiz hafta sonu yapılan olağanüstü genel kurulda neden başarısız oldu?
Mesnetsiz büyük sözlerin sonu hüsrandır onun için başarısız oldular.
Tüzük değişikliği ve DÇB sakızı adına topladığınız olağan üstü genel kurulun delege çoğunluğu size güvenmediklerini söylediler. Delegeniz neye hayır der, neye evet der tahmin etmeyen bir yürütücü olmak vasatın altına düşmekten başka nedir?
Bir de DÇB başkanı malum şahsın KAFFED başkanını telefonla tehdit etmesi ''sen Rusya'ya gelemezsin, gelirsen gününü görürsün'' mealinde avantür bir aksiyon var.
Yahu kınama yarışına girdiğiniz adam geçen sene röportaj yaptığı, karşılıklı masada oturduğu gazeteci kızı örtülü tehdit etti herkesin gözü önünde. Dünyayı nükleer ile tehdit eden bir devlet başkanının 9. sınıf etnik aparatı olan bir kişiden ne bekliyorsunuz, bir diplomat mı, veya bir centilmen mi?
Hazır DÇB demişken, DÇB konusunda 8 sene önce yazdığımız bir bakış açısı yazısının linkini buraya bırakıyorum. İsteyen okur, isteyen bir 8 sene daha bekler. http://www.cherkessia.net/bakisacimiz.php?id=3366
Hasılı, Kaffed'in olağanüstü genel kurulunda taraflar pozisyonunu korumuştur. Sürpriz olan, beklenmeyen bir şey yoktur.
Olağanüstü genel kurula gidip, çoğunluk delegenin yönü ne olacak bilmiyormuş gibi genel kurul toplayanlar, sonuca da şaşırmış gibi yapmasınlar.
İlkokul kapısında, annesinin gölgesi dibinde değil kimse. Söz konusu arkadaşlarımız da yeteri kadar tecrübeli.
Öte yandan genel kurul oylamasında çekilmiş bir ön sıra fotoğrafını dramatikleştirip, Kemalettin Tuğcu romanlarından fırlamış gibi mağduriyet karakteri yazmanın ne alemi var?
Bu sözde modern mağduriyet arabeskliği, koruduğunuzu sandığınız kişi veya kişileri küçük düşürmeye, aciz göstermeye yarar. Eyvallahsız Çerkes ruhunu bilenler ne demek istediğimi anlamıştır.
Çok değil daha bir sene önce anlamsız özgüveninizle ortalığı kırıp geçiren, enternasyonel feminizm, hak temelli toplumsal mücadele, Taman yarımadasından Hazar denizine kadar olan coğrafyada, siyasi-toplumsal mobilizasyonun önderi olmak gibi battal boy söylevlerinize ne oldu?
Ne çabuk ''mağdur'' oldunuz arkadaşlar?
Kendi deyiminizle ''beş statükocuyla'' bile baş edemeyen, delegesi buharlaşıp gitmiş, genel kurula getirdiği öneriler reddedilmiş, kısacası tarumar olmuş ahvalinizi hangi ''mağduriyete'' sığınarak kurtaracaksınız?
Ben sizin yerinizde olsam, genel kurulda oluşan tablo sonrası ''mağdur'' olmayı değil ''mağrur'' olmayı ve istifa etmeyi seçerdim.
Unutmayalım ki ''onurlu yalnızlık'' metaforuyla fiili durumlara duygusal mukabele etmek yerine ''onurlu istifa'' diye de bir seçenek var.
Kısaca, toplumsal mağduriyet rezervimiz dolmuştur. Herkes çalışma hattını kafi derecede icra etsin.
Duygusal gelgitlere, dar alanda kısa paslaşmalara toplumun kahir ekseriyetinin karnı fazlasıyla tok!
Tam da bunun için yazının başında sözünü ettiğimiz % 5 oranı geçilemiyor.
Sen muhteşemsin sevgili kardeşim. 👏
25 Kasım 2022 Cuma Saat 21:01Çerkes Çerkesin kurdudur.
06 Kasım 2022 Pazar Saat 21:22Nurhan Fidan Kube bu yazınız durumu tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. Düşünce ve yaklaşımlarına değer verdiğim dostların yazılarını arşive kaydediyorum. Bu da öyle bir yazı.
Özetle bu temsil yaklaşımıyla KAFFED'İN Çerkes milletini temsil meşruiyeti yoktur. Kendi egolarını tatmin edip bu temsil sistemiyle istedikleri gibi sosyalleşebilirler. Lakin bu yapı ile milletimizin umurunda olmadıklarını ve kimsenin de kendilerinden bir beklentisinin olmadığını bilmeliler.