





Evet iddiam budur, başlığın altını doldurmak bu köşe yazısının vazifesidir.
Başlıyoruz.
İlk Çerkesce alfabe kitabı 14 Mart 1853'de Gürcistan-Tiflis'te basılmıştır. İlk Çerkes alfabesinin basım tarihi olan 14 Mart her yıl ''Çerkes Dili ve Yazım Günü'' olarak kutlanır.
Bugün sosyal medyada, dijital portallarda, Çerkesce eğitim veren üniversitelerde 14 Mart gündemi oluşuyor. Farklı mecralarda kendiliğinden oluşan bu mobilizasyon Çerkesce adına sevindiricidir.
Ben bu mobilizasyona pesimist bakanlardan değil, sevinenlerdenim. Tarafım budur.
Şimdi gelelim Çerkesce söz konusu olduğunda kimilerimizin hali pür melaline.
Her sene 14 Mart ve takip eden bir kaç gün içinde Çerkesce bilen ''tasalı azınlık'' sosyal medyada veya buldukları her platformda dertli, kahırlı paylaşımlar yapıyor.
Vay efendim ''Çerkesce ölüyor, bitiyor, lütfen öğrenin. Çerkesce'nin bize ihtiyacı var. Hele ki gençler, evet size yalvarıyoruz, dilinizi öğrenin, bu dilin ölmemesi için size ihtiyaç var'' v.b halis niyetli, biraz telaşlı, biraz çaresiz, infial içeren çağrılar.
Düşünüyorum da ben genç, Çerkesce bilmeyen biri olsam bu umutsuz çağrılardan etkilenir miyim diye? Hayır tam tersine uzak dururum, veya geçiştiririm herhalde.
Peki neden? Zira ölmemek için bana ihtiyacı olan bir dili öğrenme çağrısı psikolojik olarak ağır gelebilir, bu sorumluluktan kaçabilirim. Yani düşünsenize bir dil ölecek (!) onun kurtarıcısı olarak ''ben'' göreve çağrılıyorum. Etnik köken fark etmez, günümüz genç formatı için ciddi bir yük.
O halde eğip bükmeden sorular ve cevaplara geçelim;
1) Modern dünyada Çerkesce biliyor olmanın bize motivasyonu nedir?
Modern dünyada Çerkesce biliyor olmanın sayısız avantajları var. Küresel Çerkes dünyasının 50 farklı ülkede varlık gösteren 4 küsur milyonluk vasıflı bir demografisi var. Misal bu ülkelerden birine gittiniz, size sadece Çerkes olduğunuz için yardımcı olabilecek onlarca insanla tanışabilirsiniz. Hele ki Çerkesce biliyorsanız çok daha avantajlısınız. Modern dünya insanının kırk dereden su getirerek, ilmek ilmek örmeye çalıştığı network işte hazır elinizde. Tek yapmanız gereken, kan bağı ve aynı dili konuşuyor olma referansı ile size kapı açan, ayrıcalık tanıyan insanları pişman etmemek. Eh bu kadarını da akıl edemiyorsanız çok çabuk o Çerkes rezervlerini tüketirsiniz, başka denizlere yelken açarsınız.
2) Çerkesce'nin bize mi ihtiyacı var, yoksa bizim mi ona ihtiyacımız var?
Çerkescenin bize ihtiyacı yok. Tersine bizim ona ihtiyacımız var. Düşünsenize, küresel dünyada İngilizce, Rusca-Çince konuşucu olan milyonlarca insan var. Bunları bilmek, hayatınızın işlevselliği açısından elzem olabilir ancak ayrıcalık sayılmıyor. Siz hiç gördünüz mü, ''a siz İngilizce biliyor musunuz'' diye hayret eden bir kişiyi. Ancak Çerkesce konuşucu olduğunuz bir ortamda bu sözü defaatle duyabilirsiniz.
Herkesin birbirine benzediği, milyonlarca konuşucusu olan dilleri bilenlerin aynı kültürlerden bahsettiği bir ortamda siz Çerkescenin tılsımlı diyalektiyle misal etnografik bir örnek verirseniz artık o ortamın kralısınız, ben size diyeyim. Zira modern dünya insanı ''özgünlüğe'' ilgi duyar. Köke, geleneğe, o geleneğin bugüne yansımasına, o kültürün bilinmeyen etnik normlarına ilgi duyar. Kısaca insanoğlu bilinmeyene açtır, bilinene değil.
3) Biz olmasak Çerkesce ölür mü?
Hayır ölmez bayım, sadece konuşucusu azalır daha sonra da çoğalabilir. Çerkesce günümüzde mükemmel şekilde kayıt altındadır. Müthiş içerik zengini sözlükleri mevcuttur. Bunların hepsi hem basılı, hem de dijital ortama aktarılmış olarak hazır ve nazırdır. Bugün Çerkesce yapay zekaya entegre ediliyor. Yok olması falan mümkün değil, boşuna kahırlanmayın. Konuşmayan veya öğrenmekten imtina edenlerin kendi bilecekleri bir iş. Öğrenmek isteyenler için günümüzde yeteri kadar materyal var.
Öte yandan literatürü muhteşemdir, Hadağatle Asker'in 7 ciltlik Çerkes Nart destanları serisi tek başına Çerkescenin adeta geçit törenidir. Çağdaş Çerkes edebiyatçılarının her birini birer literatür komutanı sayabiliriz. Kimilerinin kolhoz edebiyatı diye küçümsediği bu üretimlere tek başına Kuyeko Nalbiy cevap olarak yeter de artar. Öte yandan, hali hazırda Çerkesya cumhuriyetleri nde, Türkiye'de üniversitelerde okutuluyor. Lisans, yüksek lisans, doktora seviyeleri mevcut. Sözde ölmekte (!) olan bir dilin bu kadar aksiyonu olur mu?
Bugünün Çerkeslerinin modern tavrı ''Çerkesce ölüyor mu, yaşayacak mı'' konulu pesimist şovlar değil, kendi literatürünü, etnografisini, tarihini özgün olarak öğrenmek olmalı. Bunun için gerekli kaynakların hepsi erişime açıktır. Un var, su var, tuz var. Bir zahmet şu hamuru yoğuralım yeter.
4) Çerkesce ne kadar sürede öğrenilir? Usandırmadan, sıkmadan, öğrenilecek en işlevli platformlar hangisidir?
Hiç bilmiyorsanız, 6 aylık sıkı bir öğrenme programı sonrası kabaca konuşucu hale gelirsiniz. Çerkesceyi günlük konuşacak kadar biliyor ancak okuma yazma bilmiyorsanız 1 ayda öğrenir. Okumalara geçerseniz, 1 yıl içinde nereden nereye geldiğinizi kendiniz görürsünüz.
Dijital platformlarda Çerkesce öğrenme pratiği için günümüzde en iyisi evet yanlış duymadınız en iyisi Tiflis Çerkes Kültür Merkezinin yöneticilerinden filolog Larisa Tuptsoko'dır.
Larisa Tuptsoko'nun dijital portalını linkten tıklayınız: https://adigabzer.com/?fbclid=IwAR3UXMCDalvtZQCfiyPPbRu5d3ZNArYCN4_2Q9SurWepU1oBu8B51YVobVI
Ömrünün son dakikalarında ''Aklıma iyi bir sözcük ya da güzel bir cümle gelseydi, ölmeyi bırakırdım''. diyen Voltaire'ye atfen;
Çerkesce'de henüz söylenmemiş şahane sözcükler, müthiş metaforlu cümleler bizi bekliyor. Ve bu dilin ölmeye hiç niyeti yok size diyeyim.
Son söz: Çerkesce 21. yüzyılda diğer zamanlardan çok daha fazla ayrıcalıklı, havalı, bir dildir. 4 milyonu aşkın küresel Çerkes dünyasının birbirine tutunmak için ilk adımı attığı tılsımlı bir araçtır.
Eh sıradan bir ölümlüyü bu kadar imtiyazlı kılacak kendi anadiliniz için ''lütfen çerkesce öğrenin'' diye ricacı olacak değilim.
Pozitif psikolojik sermaye olarak insanların arayıp da bulamadığı mücevher vasfında bu dili ister öğrenirsiniz, ister öğrenmezsiniz.


Упсоу Нурхьэн.
18 Mart 2024 Pazartesi Saat 12:48Katılıyorum. Yazıyı okuduktan sonra Ğuç'el' Nurbi'nin şiiri aklıma geldi :
Лъэпкъыр К1одыжьыщт Зы1орэмэ Афэсэтхы
Сыодэ1ушъ, сэгъэш1агъо !
Пегъымбарэу укъехъугъа ?
Къыфэк1ощтыр лъэпкъым мыгъоу,
Хэт итхьылъы къибгъотыгъа ?
Гъук1эл1 Нурбый
Harika bir irdeleme ve yazı olmuş Nurhancım.Kutlarım.Emeğine ve yüreğine sağlik.
15 Mart 2024 Cuma Saat 16:52