Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
H. Yaşar Nogay
ADIĞABZE ANA DİLİ GÜNÜ:
14 Mart 2024 Perşembe Saat 21:38

Yer yüzünde yaşamış ve yaşamakta olan binlerce farklı insan toplulukları, kimliklerini ve kültürlerini, kendi ANA DİLLERİ ile ifade ettiler ve etmekteler. 


Farklı Dil, kültür ve kimliklerin fazlalığı Dünyamızın zenginliği ve güzelliğidir. Düşünün, yer yüzünde yaşayan insanların hepsi aynı dili konuşuyor olsaydı, hayat ne kadar monoton ve ne kadar fakir olurdu.


Ama ne yazık ki bu dil zenginliği giderek azalıyor. Emperyal güçler ve güçlü ulus devletlerin, ekonomik gücü ve nüfusu az ve zayıf toplumları ve ulusları, asimile ederek, dillerini, kültürlerini ve kimliklerini yok etme politikaları devam etmektedir. Bizim ADIĞABZE mizin de başına gelen budur.


Kuzey Kafkasya’nın işgali ve büyük sürgüne kadar, bölgede en yaygın ve stratejik dil olan ADIĞABZE, Kuzey Kafkasya’nın işgali ve büyük sürgünden sonra gerileme sürecine girdi. 


Adığelerin ana vatan da ve sürgünde, dağınık, bulundukları coğrafyalarda azınlık konumuna düşürülmüş olmaları, Bağımsız bir devlet şansını yitirmeleri, şimdilerde ana dillerini yitirme sürecini başlatmış bulunuyor. 


Buna rağmen, Adığe'lerin diasporada en fazla olduğu Türkiye de, 4. Kuşağa kadar Adığabze ve Xabze canlı olarak yaşamaktaydı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin devreye girip, özellikle tek parti döneminde uygulanan yasaklar ve cebri asimilasyon politikaları, Adığabze’nin erozyonuna büyük ivme kazandırmıştır.


Bu süreçte, 3. Ve 4. Kuşak Aadığelerin de payı olduğunu kabul etmemiz lazım. Çoğu köylerde, ev ortamlarında çocuklarına, torunlarına Adığabze yi aktarmakta yeterince kararlı ve dirençli olamadılar.  5. Kuşağın bir ferdi olarak ben bu gerçeğin farkındayım. Benim çocukluğumda, baba ve annelerimiz, kendi aralarında Adığabze konuşurken, bizimle olabildiğince Türkçe konuşmaya çalışıyorlardı.


Zira, onlar tehlikenin farkında değillerdi. Adığabze dilinin yok olması endişesini taşımıyorlardı. Suda yaşayan canlıların, suyun farkında olmadıkları gibi. Şimdi bizler sudan çıkmış balık durumundayız.   


Ne var ki, geç te olsa tehlikeyi farkettik. Adığabze dilini kurtarma çalşmalarımız, gerek ana vatan da gerekse diasporada artmaya devam ediyor. Bu konuda çaba sarf eden gönüllü kişi ve kuruluşları var gücümüzle desteklemek gerekiyor.


Bu bakımdan, 14 Mart ADIĞABZE GÜNÜ nün önemi ve değerini yüceltirken, kadim dilimizin yer yüzünde kalıcı olması için her zaman, her yerde konuşmalı, konuşulmasını sağlamalıyız. 


ANA DİL KÜLTÜRÜN VE KİMLİĞİN LOKOMOTİFİDİR. DİLİ OLMAYANIN MİLLETİ OLMAZ. 


14 MART ADIĞABZE ANA DİLİ GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN.


Bu yazı toplam 3084 defa okundu.





hapi cevdet yıldız

Sayın H. Yaşar Nogay Adıge dilinin karşı karşıya kaldığı sorunlara değiniyor. 1864 yılında anayurdun tamamı yitirildi. Anayurtta çok az Adıge kalmıştı, bunların büyük çoğunluğu da 1888-1890 yıllarında Osmanlı topraklarına göç etti, Kuban ili Adıge nüfusu çöktü, oran yüzde 30'lardan yüzde 2'ye düştü. Türk gericiler, Rus desteğiyle uysal Adıgelere kancayı takmışlardı. Göç öncesi beyinler yıkanmış, Türk-İslam ideolojisi ulus ideolojisinin yerini almıştı. Dikkat edilirse, Kabartaylar ve diğer Kuzey Kafkasya topları bu sürecin dışında tutulmuşlardı. Bu nokta araştırılmıyor. Göç edenler maalesef dört yana küçük topluluklar halinde dağıtıldılar. Onların Türklerden ayrı bir ulusal topluluk oldukları dikkate alınmadı. Sadece etnik köy kurmaları izni verildi. Sayın Nogay 1950 öncesi tek parti dönemindeki baskılardan söz ediyor. Doğrudur. Bunların temelinde askeri siyaset ve Türkçü ideoloji vardı. Buna rağmen sözlü kültür ve dil yaşamını sürdürdü. 1970 yılında Türkiye'nin her tarafında görülmedik bir demokrasi ve özgürlük rüzgarı esiyordu, ama ABD tarafından çok görülmüş olmalı. 12 Mart 1971 askeri müdahalesi ile görülmemiş bir baskı rejimi geldi. 12 Mart yetmedi, 12 Eylül 1980'de görülmemiş bir ABD'ci darbe geldi, ABD servisleri ve faşist generallerce toplum yeniden dizayn edildi, sol düşünce ve taraftarları ezildi. Baskıdan Adıgeler ve Kafkas dernekleri de nasibini aldı. Geniş çaplı tutuklamalar, idamlar yapıldı. Çocuklar korku ikliminin baskısıyla 1972'de Adıgece konuşmayı terk ettiler. Bir yıl önce, 1970'de Adıgece plak ve kasetler basılıyor, satılıyor, örneğin Adıgelerin en yoğun yaşadığı Düzce'de dükkanlardan Adıge müzik sesleri ve yerel Adıgece şarkılar duyuluyordu. Hepsi sustu, daha doğrusu susturuldu. Sadece Adıgeler değil Türkiye susturuldu. Tek parti dönemini aratan baskıcı, faşist bir anlayış getirildi, anayasal anlamda Adıge dili, Türkçe dışı diller yasaklandı. Baskı ortamına karşın dilin yitirilmekte olduğunun kimse farkına varmamıştı. O sıralar, 1971-1972'de askerdeydim, ben de farkına varmadım. Askerlik dönüşü farkına vardım. Toplum yavaş yavaş ısıtılan suyun içinde haşlanan kurbağanın akıbetine uğramıştı. Hemen Ankara'ya gittim, rahmetli İzzet Aydemir abimizin "Kafkasya" dergisinde, benim girişimimle dil kaybını duyurduk. O dönemde dili bilinçli olarak kimse savunmuyor, kimse se çıkarmıyordu. Bugün anayurtta ve diasporada dilimizi savunan kurum ve aydınlar var. Rusya genelinde özgürleşme gerçekleştiğinde bu kötü gidişin durdurulacağı düşüncesindeyim. Türkiye'deki ortam çok kötü. Kitlelerimiz asimilasyoncu- Türkçü politikaların kuyruğuna takılmış durumdalar. Kulüp tutar gibi parti tutuyorlar, çoğu da aktif partici. Çok azımız bilinçli ve ulussever. Bu bakımdan işimiz zor. Yine de 14 Mart Adıgece ve Adıge Yazı Dili Günü kutlu olsun diyelim. Sayın yazara da bu kısa ve güzel yazısı için teşekkür ederim.

20 Mart 2024 Çarşamba Saat 13:42
Esma Akbaş

Müdürüm ADIĞABZE ANA DIL GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN.Hürmetlerimi sunarım.

17 Mart 2024 Pazar Saat 11:45
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net