





Sevgililer Günü, sadece bir güne sığdırılamayacak kadar geniş ve derin bir anlam taşısa da, bu özel gün, sevgiye dair en naif hisleri paylaşmak için harika bir fırsattır. Ve ne mutlu ki, böyle bir gün için Hatuh Eduard’ın Asiyat isimli şarkısı kadar zarif bir eşlikçi bulmak mümkün. Bu şarkı, sadece kulağınıza değil, doğrudan ruhunuza hitap eden, aşkı tüm zarafetiyle anlatan bir müzik ziyafeti sunuyor.
Eduard’ın benzersiz sesi, insanı istemsizce etkileyen, tarifsiz bir ton taşıyor. Öyle bir ton ki, sadece dinlemekle yetinmiyor, adeta şarkıyla bütünleşiyorsunuz. Hele ki Asiyat… Sözleri, ezgisi ve Eduard’ın duygu dolu yorumu birleşince, bu şarkı bir aşk mektubuna dönüşüyor. Bu mektup, her kelimesiyle dinleyenini derin bir yolculuğa çıkarıyor.
İlk nakaratta şarkı şöyle başlıyor:
’Уи данэ шарфыри, уэй (ipek eşarbını wey),
Уи пщэм йошэкIыри уэй’’ (boynuna saracaksın wey).
Bir düşünün; birine “Sen, ipek bir eşarpsın, boynuna saracaksın” diyerek başlayan bir iltifat, ne kadar zarif, ne kadar naif . Çerkes dili çok zengin bir dildir , sözlere çok fazla anlam yüklenebilir. Bu da tam öyle bir cümle. Acaba, "Sen, ipek bir eşarp gibi zarif, hassas ve değerlisin; ruhunun narinliğinin farkında ol ve bu narinliği güvenle taşı" mı diyor? Yoksa "Sen, ipek eşarp kadar güzel ve özelsin; kendine değer ver, kendinle barışık ol, kendini kabul et" mi demek istiyor? Ya da "Sen, kendine yeten, kendi güzelliğini ve değerini taşıyan bir varlıksın. Başka birine ihtiyaç duymadan, kendi değerini fark et ve bunu hayatında sergile" mi demek istiyor? İçsel zarafetini, kırılganlığını sevgiyle kucakla, "Sen kendini sarıp sarmalayacak kadar değerlisin; kendini sev" mesajı mı veriyor? Bir bilmece gibi sanki…Her haliyle, bu sözler aşkın saf ve zarif bir dışavurumu olarak kalplerimize işleniyor.
Sonraki nakaratlarda aşkın farklı yüzleri anlatılıyor:
"Sabah güneş ışığı yere çarpıyor,
Aşkın kalbimi aydınlattığında,
Sizin yanınızdan geçiyorum…"
Sabahın ilk ışıklarıyla gelen o tazelik ve uyanış hissi, aşkla yeniden canlanan bir ruhu çağrıştırıyor. Ancak bu kez sözlerde bir mesafe var gibi. “Sizin yanınızdan geçiyorum” kısmı, belki de iki insan arasında oluşan bir uzaklığı, bir özlemi ya da değişen duyguları anlatıyor. Aşk, bazen içimizi aydınlatan bir güneş ışığıdır, bazen de bir mesafeyi kabullenme cesareti…
Ve üçüncü nakarat… İşte burada, şarkının duygusal zirvesine ulaşıyoruz:
"Сынобзэрабзэу, сынодэхащIэурэ (Benim hassasiyetim ve sevgimle),
ГъащIэр дэ здэтхьынщ (Hayatlarımızı birlikte geçireceğiz)."
Bu sözler, bir bağlılık yemini gibi. Sevginin, tüm ağırlığına ve sorumluluğuna rağmen, bunu gönüllü olarak üstlenen bir yüreğin sesi. Eduard, bu sözlerle sevginin gerçek anlamını gösteriyor: Adanmışlık, özveri ve sonsuz bir bağlılık. Birini sevmek, onu korumak, ona değer vermek ve o ilişkiyi yaşatmak için elinden gelen her şeyi yapmak demek. Bu, sadece romantik bir aşk şarkısı değil, aynı zamanda sevginin derinliğini ve önemini anlamamıza yardımcı olan bir ders gibi.
Eduard’ın Asiyatına olan hayranlığımı gizleyemem. Bu kadar zarif, bu kadar etkileyici bir şarkıyı dinlerken insan, sadece şarkıyı değil, kendini de sorguluyor. Aşkın derinliğini, bir insanın başka birine olan adanmışlığını ve bu bağlılığın nasıl ifade edilebileceğini tekrar tekrar düşünüyorsunuz. Şarkının adandığı kişi olan Asiyat, kim bilir ne kadar özel bir kadındı…
Bu şarkı, aynı zamanda bir Çerkes erkeğinin duygularını ifade edişindeki zarafeti de gözler önüne seriyor. Çerkes kültürünün özünden gelen o derin saygı, incelik ve romantizm, Eduard’ın bu eşsiz eserinde tüm açıklığıyla hissediliyor. Sevgiye adanmışlık ve incelik dolu bu yorum, insanımızın aşkı nasıl yücelttiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Sevgililer Günü’nde sevginin saflığını ve derinliğini yansıtacak bir şarkı arıyorsanız, Hatuh Eduard’ın Asiyatı size rehberlik edecektir. Bu şarkı, sevgiyi ve bağlılığı mükemmel bir şekilde ifade eden bir hazine gibi, ruhlarımıza dokunuyor. Dinleyin, hissettiğiniz her bir duygunun tadını çıkarın ve sevginin değerini bir kez daha hatırlayın…
Sevgiyle dolu bir 14 Şubat geçirmeniz dileğiyle…
Parçanın Youtube linki için tıklayınız; https://www.youtube.com/watch?v=HPXIrysgDzM


Yapılan işin, üretilen sanatın başka bir dilde değil de anadilimizde olması çok önemli. Öyle olduğu için yaşamı, yeniden canlanmayı, enerjiyi, varoluşu, direnişi temsil ediyor. Söyleyene de, söyletene de, yayınlayana da, yazana da sonsuz teşekkürler!
Wopsov Zeynep!
Zeynep hanım, kelimelerinizle gerçekten büyülendim. Bu yazınızda sadece şarkının anlamını değil, aşkın ve bağlılığın derinliğini de çok güzel anlatmışsınız
Aşkı böylesine zarif bir şekilde ifade etmek gerçekten çok özel bir yetenek.
Şarkının her kelimesi sanki bir ömre bedel gibi hissettirdi. Sizin gibi bir kalemin duyguları bu kadar içten anlatabilmesi de bence gerçek bir sanat. Sevgililer Günü bu yazı sayesinde çok daha anlamlı oldu. Çok teşekkür ederiz hanımefendi. Hem güzel yazınız için hem de bu enfes şarkıyla bizi buluşturduğunuz için.
Yüreğinizden öperim sizi güzel Çerkes kızı. Ne güzel bir yazı, ne güzel bir anlatım.
Şarkı çok güzelmiş. Çok duygulandım. Elinize sağlık!