





Kadın olmak, tarih boyunca güç ve kırılganlık, fedakârlık ve öfke, sevgi ve mücadele arasında bir dengeyi taşımak zorunda kalmıştır. Bu zorlu dengeyi en çarpıcı şekilde yansıtan hikâyelerden biri, Çerkes Nart mitolojisinin güçlü kadın figürlerinden Adiyuf’a aittir. Adiyuf’un hikâyesi, yalnızca bir kadının trajedisi değil; aynı zamanda onun gücünün, varlık mücadelesinin ve kimlik arayışının da simgesidir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu günde, Adiyuf’un hikâyesine bakarak kadınlığın çok yönlülüğüne ve tarihsel yüklerine dair bir okuma yapabiliriz.
Adiyuf: Kadının Gücü ve Görünmez Emeği
Adiyuf’un ışık saçan eli, yalnızca kocası Kortehu’nun eve dönüş yolunu aydınlatan bir araç değildir; aynı zamanda kadının görünmez emeğinin karşılıksız fedakarlığının mitolojik bir sembolüdür. Adiyuf, fedakâr ve katkılarıyla başkalarının başarısını mümkün kılan bir kadındır. Ancak Kortehu’nun "Sen ne işe yarıyorsun?" sorusu, onun bu emeğini görmezden gelir ve değersizleştirir. Bu an, tarih boyunca kadınların hem özel hem de kamusal alanda yaşadığı bir deneyimi çağrıştırır: Kadınların çabaları, toplumsal yapılar içinde sıklıkla göz ardı edilir ya da bir "görev" olarak değerlendirilir.
Adiyuf’un bu soruya verdiği yanıt, onun sadece fedakâr bir kadın olmadığını, aynı zamanda güçlü bir birey olduğunu da gösterir. Kortehu’ya meydan okuyarak, kendi katkısını ve önemini hatırlatır. Kadının gücü, yalnızca fiziksel ya da somut bir katkıyla değil; aynı zamanda varlığının ve emeğinin tanınmasını talep etme cesaretinde yatar. Bu yönüyle Adiyuf, güçlü bir kadının sembolüdür.
Öfke ve Kontrol: Kadının Gücünü Kullandığı An
Adiyuf’un ışığını geri çekmesi, sadece kırgınlık dolu bir tepki değildir. Bu eylem, onun kontrolü eline aldığı ve kendi gücünü açıkça ortaya koyduğu bir andır. Kadınlık, çoğu zaman merhametle özdeşleştirilmiştir; ancak Adiyuf’un hikâyesi, bu merhametin sınırlarını ve kadınların kendi güçlerini nasıl kullanabileceğini gösterir.
Adiyuf’un bu kararındaki güç, onun hem bir birey hem de bir kadın olarak kendi değerini koruma mücadelesidir. Öfkesini eyleme döken Adiyuf, kadının yalnızca şefkatle değil, haklı bir öfkeyle de kendi kaderini şekillendirebileceğini gösterir. Ancak bu eylemin sonuçları, kadınların tarih boyunca maruz kaldığı "bedel ödeme" gerçeğini hatırlatır. Adiyuf, kocasının ölümünün ardından duyduğu pişmanlıkla kendini suçlar ve kollarını paralayarak acısını dışa vurur. Kadınların kendi güçlerini kullandıklarında bile suçluluk duymalarının, tarih boyunca toplumsal baskılarla nasıl içselleştirildiğini burada görürüz.
Savsırıko ve Kadın Üzerindeki Manipülasyon
Adiyuf’un hikâyesindeki bir diğer çarpıcı nokta, Savsırıko’nun kurnazlığıyla Adiyuf’u kandırdığı bölümdür. Savsırıko, Adiyuf’u doğanın güçlerini kullanarak baştan çıkarır ve kurnaz bir şekilde onunla birlikte olur. Bu durum, kadınların tarih boyunca manipülasyona, aldatılmaya ve güç ilişkilerinde kendi iradelerinden sıyrılarak araçsallaştırılmalarına dair bir alegoridir.
Adiyuf’un, Savsırıko ile birlikte olduktan sonra öfkesini dile getirerek "Beni bundan mahrum bırakan bu adamı mezardan çıkarıp köpeklere yedireceğim!" demesi, kadınların keşfettiği gerçeklikler karşısında yaşadığı sarsıntıyı ve yeniden kontrol arzusunu temsil eder. Adiyuf burada, kendisine sunulmayan bir hayatın farkına varır ve bir kez daha öfkesini eyleme dökme eğilimi gösterir. Ancak Savsırıko, onun bu eylemini engeller ve hikâye, kadınların güçlerini ifade etmeye çalıştıkları her an karşılarına çıkan engellerin bir metaforuyla sonlanır.
Adiyuf’un Gücü ve Kadınlık Deneyimi
Adiyuf’un hikâyesi, kadınlığın çok yönlü bir tasviridir. O, hem şefkatli hem öfkeli, hem güçlü hem kırılgan hem fedakar bir figürdür. Kadının gücü, yalnızca fiziksel ya da dışsal bir başarıyla değil, duygusal derinliği, öfkesini kontrol edebilme yeteneği ve kendi kimliğini talep etme cesaretiyle belirginleşir. Adiyuf’un hem Kortehu hem de Savsırıko ile olan etkileşimleri, kadınların hem duygusal hem de toplumsal alanlarda karşılaştığı çatışmaları gözler önüne serer.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Adiyuf’un hikâyesi üzerinden kadınların tarih boyunca verdiği bu mücadeleleri ve taşıdığı yükleri anımsamak için güçlü bir vesiledir. Kadınlar, Adiyuf gibi, kendi güçlerini ve kimliklerini keşfetme yolunda zaman zaman engellerle karşılaşmış, zaman zaman bu engelleri aşmayı başarmışlardır. Ancak her durumda, onların hikâyeleri insanlık tarihine yön veren en temel unsurlardan biri olmuştur.
Sonuç: Adiyuf’un Işığından İlham Almak
Adiyuf’un ışığı, yalnızca kocası için bir yol değil, kadınların tarih boyunca taşıdığı gücün sembolüdür. Onun hikâyesi, kadınların görünmez emeğini, fedakârlığını, öfkesini ve kimlik mücadelesini anlamak için güçlü bir metafor sunar. 8 Mart’ta, Adiyuf’un hikâyesinden ilham alarak, kadınların güçlerini tanıyan ve onlara eşit bir yaşam sunan bir dünya için çalışmalıyız.
Kadınlar, tıpkı Adiyuf gibi, yalnızca ışık saçan eller olarak değil, kendi hayatlarının ve toplumun eşit aktörleri olarak görülmelidir. Çünkü onların ışığı, yalnızca yolları değil; tarih boyunca karanlıkta kalan hakikatleri de aydınlatır. Ve bu ışık, asla geri çekilmemelidir.


Günün anlamını yansıtan güzel bir yazı. Adiyuf'un keten köprüsü gibi mitoloji ile günümüzü baglamakla kalmıyor ; elinin ışığı gibi de okuyucuyu aydınlatıyor.
08 Mart 2025 Cumartesi Saat 12:34