Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Sözde 'Kafkas Görgü Kuralları' ve Daha Fazlası..
23 Mayıs 2023 Salı Saat 11:25
Bu makalenin yazılma nedeni, Mariya ve Viktor Kotlyarov yayınevi tarafından "Kafkas görgü kuraları" (Nalçik, 2019) kitabının yayınlanması ve Kabardey Balkar Devlet Üniversitesi (КБГУ)   Profesörü Leorena Kharaeva Ahmedovna'nın "Ulusal görgü kurallarının sağlık üreten gücü" adlı makalesidir ("Yuga Gazetesi", No. 45, 14 Kasım 2019.)
 
Aşağıdaki yazarlar tarafından SK-NEWS.RU'ya bildirildi:
 
Jilyabi Kalmıkov, Tarih Bilimleri Adayı, KBC Adıge Halk Dernekleri Koordinasyon Konseyi Başkanı.
 
Aslan Şameev, Tarih Bilimleri Adayı, Doçent, Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi.
 
Muhamed Hafıtse, Filoloji Bilimler Adayı, " Адыгэ псалъэ " gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni, KBC " Адыгэ Хасэ " Başkanı.
    
Kitabın yayınlanmasının temeli, ünlü filolog Adam Muhamedovic Gutov'un "Kafkas görgü kuralları üzerine etütler" (Nalçik, 1998) ve tek isim altında birleştirilen diğer çeşitli araştırmalardır. Makalenin yazarı Leorena Ahmedovna, Адыгэ Хабзэ'nin "Kuzey Kafkasya halkların görgü kuralları kültürü üzerinde önemli bir etkisi olduğunu" ve "bütünsel bir Kafkas görgü kurallarının varlığından" bahsetmek için bir neden olduğuna inanmaktadır.
 
Etnik İsimler ve Terimler Hakkında
 
Mütevazı bir okuyucu için her şey doğru gibi görünebilir, ancak eğitimli insanlar, özellikle uzmanlar için her şey o kadar basit olmaktan uzaktır. Gerçek şu ki, Kabardey-Balkar'dakiler de dâhil olmak üzere komşu cumhuriyetlerin bazı etnik odaklı bilim adamları eserlerinde, başta Çerkesler (Kabardeyler) olmak üzere yerel halkların tarihi, manevi ve maddi kültüründe, geleneklerinde, göreneklerinde eski çağlardan beri gelişen birçok ismi yavaş yavaş ve kategorik olarak genel Kafkas terminolojisiyle değiştirmeye başladılar. Kanaatimizce bu, bazı halkların tarihinin ve kültürünün bulanıklaşmasına, çarpıtılmasına ve hatta başkaları tarafından sahiplenilmesine yol açmaktadır. Bazen, tüm bunların kasıtlı olarak, birinin emriyle, kötü niyetle yapıldığı izlenimi edinilir. Bu, periyodik olarak etnik kıskançlığın, kamusal tartışmaların ve sürtüşmenin uyarılmasına yol açar.
 
Yüzyıllar boyunca Çerkeslerin birçok başarısını inkâr etmek veya  kendi halklarına mal etmek bir kural haline geldi. Aynı durum kültürel miras için de geçerlidir. Örneğin, dünya çapında sözlü halk sanatının önemli bir şaheseri olarak kabul edilen Adıge Nart destanı (Nart kahramanların kahramanlıklarına dair efsaneler döngüsü) zamanla komşu halklara mal edildi ve bugün Oset, Karaçay-Balkar,  Waynakh  olarak ilan edildi. Adıge koyun ırkı Karaçay oldu, Adıge şövalye görgü kuralları (Уэркъ хабзэ) Alan (Oset) ilan edilmeye çalışılıyor, Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya'daki birçok halk, Adıge erkek kostümüne (Çerkeska) hak iddia ediyor. Şimdiye kadar Tula zencefilli kurabiyeyi, semaverleri, silahları, Orenburg tüylü şalları, Gjel tabaklarını, Astrahan karpuzunu, Krasnodar çayını Ruslara dönüştürme fikri kimsenin aklına gelmediği iyi bir şeydir. Acaba Oset turtasına , Adıge peynirine, Karaçay ve Balkar kiçine, yünlü mamullere, kiyize, Kabardey lekume, Dağıstan takılarına ve halılarına Kafkas desek nasıl görünür? Bundan kimsenin memnuniyet duymayacağını düşünüyoruz.
 
Yakın Sovyet geçmişinden bir örnek. Bu makalenin yazarlarından biri, 80'lerin ikinci yarısında Moskova'da yüksek lisans okulunda okuyordu. 20. yüzyılda, VDNX'de (Ulusal Ekonomi Başarıları Sergisi), gezinin yapıldığı Gürcü SSR Pavyonu'na girdi. Mankene yaklaşan rehber, Çerkeska’yı  aslen Gürcü kıyafeti olarak adlandırarak  erkek kostümün öğelerini (başlık, burka, beşmet, tozluk) listeliyor. "O zaman neden ona "Gürcü", "Ermeni" veya "Azeri" denmiyor? Sorumuza şaşıran rehberden cevap gelmedi. Bunun gibi birçok örnek var.
 
Elbrus'a ilk tırmanışı geçekleştiren Kabardey Kilar Haşırov, Hıysoy Hacirov  oldu. Özellikle 2009 ve 2019'da Karaçay-Çerkesya'da bu olayı anmak için devlet ve halk etkinlikleri düzenlendi (sırasıyla Elbrus Dağı'nın zirvesine ilk çıkışın 180. ve 190. yıldönümü). Son zamanlarda Elbrus bölgesinde, Kilar Haşırov'a ait anıtın üzerindeki plakadan milliyet göstergesi kayboldu. Bunun bir tesadüf olduğunu düşünmüyoruz. Son 30 yıldır KÇC’deki komşularımız, dünyaca ünlü Kabardey at ırkının tüm niteliksel parametrelerini sözde "Karaçay" a atfedilmesini sağlamak için çok çalışıyorlar. Pek çok Çerkes dansı, özellikle "İslamey", tüm Kafkasyada  "Lezginka" haline geldi. Dekoratif el sanatlarında Kabardey (Adıge) eyerleri, at koşum takımları, Çerkes askeri teçhizatı (kılıç, kama) Kafkas olarak anılmaya başlandı. Aynı şey bazı kadın elbiseleri, mücevherat, Kabardey pelerini (щIакIуэ) ve hasır (арджэн) için de söylenebilir.
 
Bazı yerel bilim adamların çalışmalarında isimsizleştirme, değiştirme ve onlardan memnun olmadıkları takdirde, eski zamanlardan beri genel Kafkasya ortamında ortak isimler olan ve yalnızca Kabardey (Adıge) olan tarih ve kültürün en parlak sayfalarını gizlemeye, görmezden gelmeye, hatta kendilerine mal etmeye çalışıyorlar. Yukarıdakilerin hepsine bir örnek olarak makaleyi başlatmamızın nedeni, tarihsel, kültürel çalışmalara "Adıge görgü kuralları" yerine "Kafkas görgü kuralları", "Dağlı görgü kuralları", "Çerkes Kostümü" yerine "Dağlı Kostümü", "Çerkes Silahları" yerine "Kafkas Silahları" gibi terimler ve kavramlar getirilme arzusudur.
 
Günümüzde ve daha önce yetersiz farkındalık nedeniyle, Kuzey Kafkasya halklarının tarihi ve kültürü hakkında yazan bazı Rus ve yabancı araştırmacılar eserlerinde şu ya da bu etnik grubun gerçek adını değil, herkes için "Çerkes"  etnik adını kullanıyorlar. Bunun da yanlış ve bilim dışı olduğuna inanıyoruz. Onlara dayanarak ciddi bir genelleme yapılamaz.
 
Aynı şey tarihsel terimler ve ifadeler için de geçerlidir: "Kabardey prensleri" yerine "Kuzey Kafkasya mülk sahipleri", "Kabardey toprakları" yerine "düz, ovalık topraklar". Bu tür çalışmalar, gerçek isimleri gizleyen, değiştiren ve çaprıtılmış bir versiyonu gerçekmiş gibi kendi halkına atfeden etnik tarihçilerin kaleminden çıkıyor. Bilim adamlarının sözde "Kafkas görgü kuralları" veya "Dağlı görgü kuralları" hakkında yazdıklarıyla aynı fikirde olmak zordur, Onların dayandıkları malzemenin % 80-90'ı Adıge'dir. Buna ne ad verirsiniz? Bununla birlikte, insanların zihninde uzun süredir yerleşmiş olan kelimelere ve terimlere (Kafkas misafirperverliği, Kafkas mutfağı vb.) itiraz etmiyoruz.
 
Kültürel, tarihi isimlerin, kelimelerin ve terimlerin bu tür serbest yorumlanmasına, Sovyet bilimsel, kurgu ve gazetecilikte ideolojik nedenlerden ötürü izin verildi, ancak günümüzde olduğu gibi bu ölçekte değildi. Bugün sadece bilim ve gazetecilikte değil, öğretim faaliyetlerinde de bu kesinlikle yapılmamalıdır. Nitekim yedi yıl önce, cumhuriyet düzeyinde, devlet okullarına sözde "Dağlı Görgü Kuralları" seçmeli derslerin getirilmesi konusu tartışılmıştı. O sırada, KBC'nin Adıge Halk Dernekleri Koordinasyon Konseyi, sivil toplum kuruluşu "Адыгэ Хасэ", bir çok entelektüel temsilcisi böyle bir seçime itiraz ettiler, "Adıge görgü kuralları" ve Balkarların görgü kuralları üzerine bağımsız kurslar verilmesini teklif ettiler. Sonra Cumhuriyet Eğitim Bakanlığı böyle bir teklifi kabul etmiş oldu.
 
Ancak "Dağlı Görgü Kuralları" adı verilen bu ders şu anda Kuzey Kafkasya Devlet Sanat Enstitüsü’nde (СКГИИ) verilmektedir. Bu bağlamda, Kabardeylerin dağ sakinleri (dağlılar) olmadıklarına dikkat edilmelidir. Tarihleri ​​ve geleneksel kültürleri esas olarak düz arazide şekillendi ve dağları çoğunlukla ekonomik ihtiyaçları için kullandılar. Geçmişte Kuzey Kafkasya'da Karaçaylar, Balkarlar (taulu), Osetler (hala Kabardeyler onlara къущхьэ-dağ insnları diyorlar), Çeçenler, İnguşlar Dağıstan dağlı halkları olarak kabul edildi. Kabardeyler de dâhil olmak üzere listelenen halkların her birinin kendi gelenek ve görenekleri vardır. Dilleri, dinsel bağlılıkları, coğrafi koşulları ve ekonomik yaşamın özellikleri onları manevi kültür alanında farklı kılmıştır.  Bu nedenle Balkarlar, maddi ve manevi kültür arasındaki ortak kaderleri ve bazı benzerlikleri vurgulamaya çalıştığında, Kabardey tarihçilerine "çalı çitine gölge düşürmemelerini" tavsiye etmeleri sebepsiz değildir. Kabardeyler ve Balkarlar (Karaçaylar), "iki halkın sadece dilleri değil, aynı zamanda zihniyetleri de farklıdır, 1922’den önceki tarihi geçmişleri de farklıdır" diye yazıyorlar. Kuzey Kafkasya tarihçilerin ve etnografların çoğunluğu kendi tarih ve kültürleri söz konusu olduğu zaman, böyle bir görüşe sahiptir.
 
Bugün Kuzey Kafkasya'da 140 etnik köken yaşıyor.  Her halkın kendi başarıları ve kazanımları, sadece bir gurur kaynağı değil, aynı zamanda etnik kimlikleri için de bir fenomen haline gelen kendi yerleşik isimleri vardır. Buna keyfi ve kaba bir şekilde dil uzatılamaz, bu en azından sahtecilik ve genel olarak başka bir insanın ulusal değerlerine saygısızlık olarak yorumlanır. Eğer böyle devam ederse, gelecek nesiller ken
dilerinkini değil, başkalarının tarihini, kültürünü, geleneklerini ve göreneklerini kendilerinki olduğunu sayarak inceleyecek, öğrenecek ve gurur duyacaklar. Bu tür eğilimler bugün de zaten açıkça ortaya çıkıyor. Halkının tarihi ve geleneksel kültürüyle ilgilenen eleştirel düşünen insanların bu yaklaşımla aynı fikirde olmayacaklarından eminiz. Toplumumuzda böyle birçok insan vardır.
 
Çerkes (Adıge) kültürü, tüm Kafkas kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak, kökleri yüzyıllar öncesine  dayanan,  zamanın testinden layıkıyla geçmiştir. Çerkes (Adıge) kültürünün olgusu, Kuzey Kafkasya halklarının hem manevi hem de maddi kültürde ve diğer alanlardaki başarıları ve kazanımları arasında, özellikle bu makalede ele aldığımız konuda özel bir yer tuttuğu gerçeği yatmaktadır.
 
1 kişi sanatı olabilir
Resim: Hamid Savkuev
 
Sözde "Kafkas görgü Kuralları" Hakkında
 
Herhangi bir görgü kuralına, bilimde yerleşik ve kanıtlanmış, halkların asırlık tarihsel deneyimleri  bakış açıları göz önünde bulundurularak yaklaşılması gerektiğine inanıyoruz. Çoğu zaman görgü kuralları, "herhangi bir toplumda benimsenen bir davranış biçimi, muamele, nezaket kuralları" olarak anlaşılır. Dünyada aile ve toplum içindeki insan davranışını belirleyen kuralları olmayan bir millet olması pek mümkün değildir.
 
Adıge görgü kuralları neden dünya çapında ün kazandı? Halkımız için görgü kuralları, "Адыгэ хабзэ " olarak bilinen yazılı olmayan bir dizi yasadır (örf ve adet). Bu yasalar, 19. yüzyılın sonuna kadar, hatta günümüze kadar davranışları ve günlük yaşamı düzenlemiştir. Başka bir deyişle, Адыгэ хабзэ, geçmişte yasal düzenleme görevi gören, ihlali beraberinde buna karşılık gelen kınama türleri  gerektiren modern Çerkeslerin eski, yazılı olmayan bir yaşam ve onur kurallarıdır.
 
Ünlü etnograf Barasbi Bgajnokov'un görüşüne göre, " Адыгэ Хабзэ " nin ayrılmaz bir parçası, onur, nezaket, dürüstlük, doğruluk, utanma, grup çinde davranma yeteneği, duyarlılık, farkındalık, yaşlılara saygı, karşı cinsten kişilere saygı vb. gibi önemli ahlaki kategorileri topluca belirleyen адыгагъэ ve адыгэ намыс 'tir. Çerkeslerin günlük yaşamında kendilerine has bir takım unsur ve özellikleri içinde barındıran katı konukseverlik kuralları, aile içi ilişkiler, düğün ve cenaze törenleri de önemli bir yer tutmaktadır. Sayısız örneklerden biri Adıge sofra adabıdır.
 
Адыгэ Хабзэ, titizliği ve zarafeti ile her kes tarafından bilinen isim haline geldi ve Kuzey Kafkasya halkları tarafından genel kabul görmüş. Avrupalılar, Ruslar (hatta Rus-Kafkas savaşına katılanlar), 18-19 yüzyılların bilim adamları ve gezginleri, onu Almanya ve Fransa'nın ilk krallarının şövalye onuru  kurallarıyla karşılaştırarak Adıge görgü kurallarına hayran kaldılar.
 
Bilim adamları, Adıgelerin  görgü kurallarını Japonların, Çinlilerin  ve Arapların görgü kurallarına tipolojik olarak benzediğini belirtiyorlar. Bu benzerlik, prens-soylu sınıf arasında yasal normlarının titiz ve zarif bir şekilde gözetilmesi gerçeğinde yatmaktadır.
 
Özel bir soylu görgü kuralları olararak  "Уэркъ Хабзэ" vardı. Egemen sınıfın görgü kuralları, Japonların görgü kuralları gibi, herhangi bir yaşam deneyiminin dışa doğru sakin bir şekilde aktarılmasını, aşırı alçakgönüllülüğü, nezaketi, bir kadına karşı saygılı ve görkemli bir tavrı öngörüyordu. Adıge ve soylu görgü kurallarında hoşgörü eğitiminin özel bir yeri vardı: başka bir kültüre, başka bir dile, başka bir dine ve diğer insanlara karşı saygılı bir tutum.
 
Soylu görgü kuralları, şövalye onuru (уэркъ напэ) gibi bir kavram benimsendi. Bu, bir soylunun sahip olması gereken temel ahlaki nitelikleri içeriyordu. Bunlar cesaret, misafirperverlik, cömertlik, verilen söze sadık, belagat, sır tutma yeteneği, insanlık vb.
 
En çok korkaklık ve açgözlülük küçümsendi. Korkaklıkla suçlanan, halk şarkısında alay konusu olan bir şövalye, bazen hayatının sonuna kadar bu utancı üzerinden atamadı. Teofil Lapinski, "bu durumda, o ölüdür, hiçbir kız onun karısı olmak istemez, hiçbir dost onunla tokalaşmaz, ülkenin alay konusu olur. " diye yazdı.
 
Asılsız görünmemesi için, ünlü eserlerden bazı alıntılar verelim. "Kabardeyler Kuzey Kafkasya'da taklit edilmeye değer bir model olarak kabul edilirler Kabardeyler, Kafkasya'nın ötesindeki Persler gibi, bir bakıma Kafkasyalı Fransızlardı: oradan giyim modası, silah, el becerisi, ata binme tarzı yayıldı"(Zassermn A.A. . "Kafkasya'da Yirmi Yıl", bölüm 2 , St.Petersburg, 1879) .
 
Kabardey, dağlılar için bir güzel üslup ve görgü okuluydu, hala öyle olmaya devam ediyor. Kuzey Kafkasya'nın tüm dağlıları Kabardey'den giysi, silah, ata binme vb. biçimlerde ödünç aldılar. (Brockhaus F. A., Efron I. A. Ansiklopedik Sözlük. T. XIII. Petersburg. 1894).
 
"Kabardey şövalyeler, Sunja'dan Karadeniz'e kadar tüm savaşçı Adıge toplumları için moda belirleyicisi ve beğeni toplayıcıydı"(Popko I. "Eski zamanların Terek Kazakları." St. Petersburg, 1880).
 
"Kuzey Kafkasya'nın tüm dağlıları ve onlardan sonra Kazaklar (Kuban ve Terek) Kabardey'den giysi, silah, ata binme vb. biçimlerde ödünç aldılar. kaprisli Kabardey modasındaki tüm değişiklikleri yakından takip ettiler. Çerkes kostümü sadece Kuzey Kafkasya'da değil, Transkafkasya'da da yaygınlaştı" (Studenetskaya E.N. 18. - 20. yüzyıllarda Kuzey Kafkasya halklarının kıyafetleri.", M., 1989).
 
1857'de İsviçreli yayıncı Florian Gilles tarafından "Kafkasya ve Kırım'dan Mektuplar" adlı kapsamlı bir kitap Paris'te yayınlandı. Burada yazar birçok Kuzey Kafkasya halkını ve özellikle de Çerkesleri  tanımladı. Kabardeylerin  askeri sanatına ve geleneklerine hayran kaldı. "Onların gelenekleri, görenekleri,  silahları, teçhizatları sadece Çerkesler için  değil, genel olarak Kafkasya'nın kuzey yamacındaki tüm dağ halklarını ve nihayetinde daha iyisini  bulamayan Lineer Kazakları, çağrıldıkları askeri yaşam tarzının  kıyafet ve silahlarını kabul etmektense, taklit etmek için bir örnek teşkil ediyordu" diye yazıyor. Ayrıca, F. Gilles şunları belirtiyor: "Kabardey, Rus İmparatorluğu'na tabi olduğu 19. yüzyılda bile, Avrupa'da Paris kadar moda merkezi olarak kaldı." Burada, okuyucuların fark etmiş olabilecği gibi, modern yerel yazarlardan tek bir alıntı yoktur, ancak yazarların geçmişteki kaynaklarından alıntı vardır.
 
Çerkeslere karşı aynı saygılı tutum, hem Kuzey Kafkasya hem de Güney Kafkasya halkları tarafından sergilendi. Bu komşularımızın bilimsel çalışmalarına, folklor malzemelerine iyi yansımıştır. Ünlü Gürcü filozof Nestor Rehviaşvili, "Adıge görgü kurallarının" tüm Kafkasya halkları tarafından tek bir davranış biçimi olarak benimsendiğini yazmıştır. İnguşlar, "O, bir Çerkes kadar asildir" diyorlar. Çeçenler, iyi yetiştirilmiş bir adam için gururlu Kabardey derler. Balkarların eski nesilleri, Adıge görgü kuralları "Çerkes namusu" hakkında saygıyla bahsederler. Yüzyıllar boyunca, Адыгэ хабзэ 'ye, sadece komşu halklar saygı duymadı , aynı zamanda Kırım hanların çocukları, özellikle erkek çocukların yetiştirmek için bir okul olarak atalık ve kunaçestva enstitüsünün Kabardey'deki yaygın varlığının kanıtladığı gibi, saygıyla davrandılar. Karl Paysonel, "Han'ın (Kırım) ve Sultan'ın (Türk) neredeyse tüm çocukları Çerkesya'da yetiştiriliyor" diye yazdı.
 
Çerkes (Adıge) yasal nomları ve görgü kuralları, modern Adıge bilim adamlarının temel bilimsel çalışmalarında ayrıntılı ve eksiksiz bir şekilde incelenip sistematik hale getirilmiştir: Dumanov H.M. "Kabardeylerin Adat normlarındaki sosyal yapısı". (Nalchik, 1990);  "XV-XIX yüzyıllar Çerkesler ve Balkar-Karaçayların yasal normları." / komp.: M.H. Dumanov, F.H. Dumanova/. (Maykop, 1997); "Adıge (Çerkes) Ansiklopedisi". Ch. ed. Kumahov. MA (M., 2006, s.568-589); "Adgelerin Ülkesi". (RAN Akademisyeni Ashad Şeudjen tarafından düzenlenen ansiklopedi. (Maikop, 2004); Bgajnokov B.H. "Adıge görgü kuralları". (Nalçik, 1974); Bgajnokov B.H. "Çerkeslerin iletişim etnografyası üzerine denemeler". (Nalçik, 1984); Bgajnokov B.H. "Adıge etiği". (Nalçik, 1999); Mafedzev S.H. "Çerkeslerin geleneksel kültürünün nesiller arası aktarımı". (Nalçik, 1991); Mafedzov S.Kh. "Adıgeler. Gelenekler, görenekler. (Nalçik, 2000); Ünejev K. H. " Çerkes (Adıge) kültürünün fenomeni". (Nalchik, 1999); Boris Malbahov. "Çerkes (Adige) dekoratif el zanaatları". (Nalçik, 2012); "Dünya Edebiyatında Çerkesler (Adıgeler)". (Derleyici ve yorumların yazarı Malbahov B.H.). (Nalçik, 2013);  Malbahov B.H. "Tarih biliminde Kabardeyler". (Nalçik, 2019) ; Kudaev Vladimir. "Adıge gelenekleri ve modernliği". (Nalçik, 2019) ve diğerleri.
 
Listelenen tüm yayınların yazarları Çerkes (Adıge) görgü kurallarını tüm Kafkas manevi kültürünün bir parçası olarak görüyorlar, ancak "Dağlı" veya "Kafkas" görgü kuralları gibi tümüyle bir birliğin destekçisi değildir. Araştırmaların ana kriteri tarafsızlık, güvenilirlik ve tarihçilik olmalıdır.
 
Bu yazıda, Kabardeylerin (Adıgelerin) tarihini ve kültürünü idealleştirmek, onları diğer uluslara üstün kılma arzusu söz konusu değildir. Çerkesler geleneksel olarak komşularının tarihine, kültürel değerlerine ve dinine karşı hayırsever ve hoşgörülüdür.
 
En önemli başarıları, Kuzey Kafkasya ve Güney kafkasya'daki diğer etnik grupların da benimsemiş olmalarıdır. Başka bir deyişle, çok uluslu Rusya'nın kültürleri ve özellikle Kuzey Kafkasya halkları arasında karşılıklı etkileşimi, zenginleşmesi olmuştur ve olmaktadır.
 
Fakat biz, tarihsel olarak yerleşik mevcut isimlerin, terimlerin, kavramların, konjonktürel ve politik nedenlerden ötürü, vekâleten ve yanlış olan yenileriyle değiştirilmesine karşıyız. Her tarihi olayın ve kültür olgusunun kendi içeriğine karşılık gelen kendi adı vardır, bugün hatta dün ortaya çıkmamıştır. Her ulusun kendi yüzü olması için saklanması ve korunması gerekir. Bir slogan var: "Dünyanın güzelliği tekdüzelikte değil, aksine onun çeşitliliğindedir". Kuzey Kafkasya bilim camiasının büyük çoğunluğun, bölgemizdeki ulusal aydınların temsilcilerinin kendi topraklarının ve vatanlarının vatanseverleri olduğundan hiç şüphe etmiyoruz. Eserlerini yayınlayarak, büyük olasılıkla etnik kökenlerinin çıkarlarını ifade ederek iyi niyetle hareket ettiler ve ilerlediler. Ancak her şeyde ana kriter gerçek ve sadece gerçek olmalıdır. Objektiflik, güvenilirlik ve tarihselcilik, sadece bugün değil, gelecekte de araştırmaların temel ilkeleri olmalıdır.90'lı yıllardan başlayarak 20 – 21. yüzyılın başlarında gençler, halkının geleneksel ve modern kültürü hakkında tam bilgi almaya başladılar. Bu kültürün, kültürel eğitim sistemi aracılığıyla, birikimler çarpıtılmadan ve gerçek dışı olmadan öğrenilmesi gerekir. 
 
Адыгэ хабзэ’nin şekillendiği ve onaylandığı zamandan bu yana toplum ve kültürel alan çok değişti. Geçmişte Adıge görgü kurallarının, değerleri ve normları bütünüyle sürdürülebilir bir şekilde yeniden üretilmesini sağlayan sosyal mekanizmalar büyük ölçüde değişti ya da harekete geçmeyi bıraktı.  Genç neslin doğru yaşam tarzı ve uygun insan davranışına dair düşünceleri aldığı modern sosyal ağlar, kitle iletişim araçları, modern okul ve  çevre kaynakları, bu boşluğu tam olarak doldurmamakla birlikte, çoğu zaman çarpıtırken, zamanla "gerçek" olarak iddia edilen yanlış bilgiler vermektedir.
 
Günümüzde kültür, bireyin manevi, ahlaki arınmasına ve yükselmesine katkıda bulunabilmekte, halklar arasında yakın kardeşlik ilişkilerin kurulmasına ivme kazandırmakta, karşılıklı hoşgörü ve saygının  güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Buna, kültürün her zaman etnik grupların birbirine doğru hareketine katkıda bulunan tarihi köprü olduğunu eklemenize gerek yoktur.
 
Bununla birlikte, etnik kültürlerin farklılıkları, ortak özelliklerin tanımlanması, kültürlerin karşılıklı değişimi ve iç içe geçişini mümkün kıldığı, yaratıcı, bilimsel temasların güçlendirilmesine ve insan topluluğunun kardeşlik birliğine katkıda bulunduğunu akılda tutmak gerekir.
 
 
Kaynak: https://sk-news.ru/news/kultura/61675/
 
 
Çeviri: Beşto Yılmaz Beştepe.
 
Cherkessia.net, 23 Mayıs 2023

Bu haber toplam 4928 defa okundu.


Bu habere yorum eklenmemiştir. İlk yorumu siz ekleyin.
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net