Bir süredir Türkiye ziyareti devam eden romancı ve şair Meşbaşe İshak, 21 Kasım Pazartesi günü Düzce Üniversitesinin konuğu oldu. Üniversitenin İstiklal konferans salonunda Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin kendisi için hazırladığı programa katıldı.
Açılış konuşmalarının ardından konferans salonunda ki program, öğrencilerin Meşbaşe İshak’ın şiir ve yazılarından pasajlar okuması ile açıldı. Daha sonra onun şiirlerinden bestelenmiş şarkılar garmonist Zurab Trialadze eşliğinde seslendirildi. Ardından sahneye davet edilen Meşbaşe İshak gördükleri karşısında çok duygulandığını, öğrencilerin kendisine büyük sürpriz ve mutluluk yaşattığını söyleyerek romanlarından, şiirlerinden pasajlar okudu.
Meşbaşe İshak’ın konuşmalarını Fahri Huvaj Türkçeye çevirdi. Adıgey cumhuriyeti eski kültür bakanı Çemişo Gazi, gezi sponsoru ve kültür destekçisi Yaşar Nogay, çevirmen Mevlüt Atalay’da M.İshak’ın Türkiye gezisi ile ilgili kısa konuşmalar yaptılar. Panelde, D.Ü rektör yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Akkuş, Kafkas dilleri bölüm başkanı Yrd. Doç. Fehmi Altın, Düzce Adıge Khase derneği yöneticileri ve üyeleri ile Düzce’li çerkesler hazır bulundular.
Düzce Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç Meşbaşe ishak’a üniversitenin teşekkür plaketini sundu ve konuşma yaptı. Düzce Üniversitesinin haberi için tıklayınız. http://www.duzce.edu.tr/10550-duyurus-universitemiz-adige-cumhuriyeti%E2%80%99nin-yazarlar-birligi-baskani-buyuk-romanci-ve-sair-mesbase-ishak%E2%80%99i-konuk-etti
İnteraktif sohbetle devam eden panel,bölüm öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin konuklarla toplu fotoğraf çektirmesi ile sonlandı.
Fotoğraflar: Talha Ölmez
Cherkessia.net,24 Kasım 2016
Bu görüntüleri 20 sene önce hayal etmek mümkünmüydü.
Çerkesce'nin üniversite anfilerinde duyulan dil olacağına hangimiz inanırdık. Kendi aramızda konuşurken kimseler duymasın diye çekinerek konuştuğumuz günleri hatırlarız. Anne babalarımızın bizlere duyurmadan kendi aralarında fısıltıyla konuştuğu dil artık serbest.
Kim ne yapacaksa yapsın ağlamayı sızlamayı bıraksın.
İDEAL ve GEÇEKLEŞEBİLİR OLAN
Sn Muammer Canıdemir , şahsi insani özlemi tüm idolojiler den soyutlanmış Çerkeslik ruhu ile Kafkasyadaki sorunların çözümüne yaklaşılmasını öneriyor dünkü yazsısında ,,, oysa hayatın gerçeği farklı görüşlerde olan insanların farklılıklarının seksiyon olan ortak bir partide buluşmaları gerektiğini gösteriyor,, sembollerinden sıyırırsak vatan bir toprak, bayrak ise bir bez parçasıdır, günümüzde insanın hak ve özgürlüklerini temel alan bir proğramla çıkılmalıdır, tam Bağımsızlık bir fantazidir, çünkü tüm insanlık organik olarak biri birine ta ilk çağlardan beri bağlıdır, Kafkasya da bunları öne sürüp Türkiye de HDP nin demokratik hak taleplerine dini- milli referanslı karşı çıkan Kafkaslıların çoğunluğu siyasi karekter erezyonu içine girmişlerdir,,,Kafkasya da en eğitimli toplum Çerkeslerdir, Çeçenler hareketli Avarlar dingindir, dünyanın en kibar, en nazik en duygulu ve hareketli halk danslarını içad eden , yiğidi bol olan bu toplumları, İslam dini üzerinden giren Arap yaşam biçimi ne hazin ki orjini bozmak üzeredir,,, İmam Şamilden beri devam eden din karşıtlığı temelinde özgürlük savaşını kazanmak son iki savaşla başarılamayacağını acı biçimde ortaya koydu,,, yanlış da direnmek demokratik insani özgürlük hayalini dumura uğratıyor,,, zalim Rus faşistlerini güçlendiriyor, yani, içinde yaşadığımız globalizimde tarihsel ilerleme bir şans daha ortaya çıkarıyor, bireyin özgülüğünü temel alan bir parti örgütlenmesi, ve KANTONlar dayanışması İle Kafkas federasyonu, bütün bu koşullar oluşsa bile eğer Kafkaslıların yüreğinde toplumsal kurtuluş ATEŞİ HARLI yanmıyorsa HEÇ NE olabilemez. çok marifet var insanda selamlar..
Meşbaşe İshak'ı yazar ve şair olarak tanırız . Çok önemli bir yazar ve şair olduğu asla tartışılamaz.
Fakat kendisi ile yaptığım kısa bir görüşmede onun çok daha önemli hususiyetinin olduğunu öğrendim. O, 152 yıllık belirsiz tarihimizin en doğru , sağlam ve ispatlayıcı bilgilerine sahip. Bildiğim birçok terimlerin, deyimlerin ve sülale isimlerinin yanlış bilindiğini bana izah etti ve bu kadar hafızası kuvvetli birisi ile tanışmak bana büyük bir mutluluk verdi.
Evet kitaplarını ve şiirlerini okuyor ve çok mutlu oluyoruz ama, onun bu engin tarih bilgilerini de kayda alıp toplumumuza kazandırmayı en önemli görev kabul ederek bir an önce çalışmalara başlamalıyız.