Bu gün (ilkbahar ekinoksu – Гъэрэ щlырэ щызыхэкl – Ğere ş’ıre şızıheç’) gece ve gündüzün uzunluğunun eşitlendiği gündür. Bilim adamlarının belirttiği gibi, “tarım ve tarımla ilişkili halklar, döngüsel doğal olaylarla ilişkili bu tür günleri her zaman kutlarlardı.” Çerkesler, kış ve yazın buluştuğu bu günde bir “uyanış” olduğuna inanıyorlardı.
Resim: Hamid Savkuev
Kutlama genellikle üç gün sürerdi. 22 Mart gecesi masa kurulurdu. Ketlıbje ve Halıuj hazırlanır ve bu yiyeceklerin yanında Bahsıme içilirdi.
Genç erkek ve kızlar meşalelerle bir evin avlusundan diğerine dolaşır, yeni yılın başlangıcı ve hasat umudu ile ilgili ritüel şarkıyı söylerlerdi. Halk gençleri coşkuyla karşılar, onlara tatlılar ve yeni yıl için iyi dilekler sunarlardı. Sabah, şarkı söyleyen tüm insanlar kalabalıklar halinde kutsal ‘Çığvuc’ yanına giderlerdi.
Güçlü gövdesi el ele tutuşan birkaç kişi tarafından güçlükle kucaklanabilecek olan kutsal ağaç, çok renkli süsler ve tabii ki daha önceden hazırlanmış hayvanların ham derisiyle süslenirdi. Toplananların hepsi doğuya – gün doğumuna doğru dönerdi. Köyün en saygın yaşlılarından biri, bir eliyle Halıuj, diğer eliyle Bahsıme dolu bir Bje ( kadeh ) tutarak ilerler ve biri kız diğeri erkek iki küçük çocuk yanında dururdu.
Beyaz giysili bir kız ve elinde bir meşale ile kır sakallı yaşlı bir Thamate toplananların karşısına çıkar ve toplanan herkes ellerindeki meşalelerini ondan yakar, evlerindeki ocaklarına yeni bir ateş taşırlardı. Herkes ellerini güneşe doğru uzatır ve yaşlı, yükselen güneşe bakarak yeni yıl şerefine Houh ( iyi dilek ve temenni konuşması ) yapardı. Houh’dan sonra insanlar kutlama masasının etrafına yedi meşale yerleştirir ve gruplar halinde oturur yer ve içerler, ardından el ele tutuşarak dairesel ritüel dans “Wuıc” dansı yapar ve ritüel yeni yıl şarkısını söylerlerdi.
Çerkesler, her şeyden önce insanların yeni yılda refah ve bol bir hasat isteklerini Tanrı’ya – Tha’ya dualar ve övgüler ile iletir ve tam olarak kara tavuk, kara kuzu ve kara boğa kurban ederlerdi. Böylece karanlık ve kötü ruhları uzaklaştıracaklarına inanırlardı. Eski inanca göre bu kurban ayini, aydınlık güçlerin karanlık güçlere karşı zaferini, yüksek üretkenliği ve zarafeti simgeliyordu.
Genellikle Yılbaşı Günü’nde, insanlar bir ağaç süslerlerdi. Peki Çerkesler neyi süslüyordu?
Tarihçilerin belirttiğine göre, kaynaklar yedi dallı bir ağaca işaret ediyorlar : bu bir alıç ağacı veya armut ağacıdır. Bu ağaçların dalları bu gün süslenirdi. Bazı kaynaklara göre dallara bağlı yedi mum yakılır yine bazı kaynaklara göre ise aile üyelerinin sayısı kadar mum bağlanıp yakılırdı. Ağacın önünde bir aile duası yapıldı. Alıç ağaçlarının peynir ve tatlılarla süslendiği de bilinmektedir.
Alıç ağacı Çerkesler arasında bir doğurganlık sembolü olarak kabul edilirdi. Alıç kurdelelerle süslendi, bir mutluluk sembolü olarak koyun derisi asılır ve mumlar yerleştirildi.
Eski zamanlardan beri Çerkesler temiz suyun, özellikle kaynak ve yağmur suyunun yanı sıra çiğin iyileştirici özelliklere sahip olduğuna inanıyorlardı. Bu nedenle, yeni yıldan sonraki sabah erkenden bütün aile temiz tatlı suda yüzmek için nehre girerdi. Bu, iyi bir alamet ve sağlık ve mutluluğun garantisi olarak kabul edilirdi. Ve Mart ayının sonunda sabah su buz gibi olmasına rağmen kimse hastalanmazdı.
Илъэсышъхьэ зэблэк1ыгъо мафэ зэк1эми тфеш1!
Arkeolog Tev Aslan Çerkes yeni yılını anlatıyor:
Linki tıklayınız: https://www.youtube.com/watch?v=cVI-eniJ-Hg&t=5s
Kaynak:https://ghuaze.net/cerkesler-neden-21-martta-yeni-yili-kutluyor/?fbclid=IwAR3PyupPyRzeruD6GLTLTXM9j-BXa-yPA34-2gKxWGrV6Ex5VuDtRASA7h8
Cherkessia.net, 21 Mart 2024