Karakter boyutu :




Her Telden Biraz

06 Temmuz 2010 Salı Saat 16:51

Uzun yazıların insanları sıktığını tahmin ettiğim için konuları bölerek,
birleştirerek gidiyorum. Yazacağım konuda, gözlemlerim dışında bir
araştırmam yok, sadece gözlem. Yaşama ait tesadüfler bir anda sizi
düşünmeye sevk eder.
Geçenlerde bir sünnet düğünündeyim, hali ile büyük çoğunluk Çerkes ağırlıklı. Şimdi ilk olmayan ancak bu eğlencede gözüme gözüme batan bir sıkıntılı durum olan genç, orta yaşlı bol miktarda dul bayanımızın oluşu. Dullardan ordu kurulsa, yıkar geçeriz her kaleyi, bu kadar yani.
Gelen kültürü allak bullak eder, zaten gelebileceği en iyi yerdedir, aşırılıklar olmadığı sürece asla sonu hüsran değildir birliktelik adına. Tek hüsran yok olan kültürdür. Gel gelelim gidenlerimiz var ya! vay onların hallerine. Dayak bilmezken öğrenir, küfür bilmezken öğrenir, her türlü yalan, dolan, hile, hurda, aldatmaya tanık olur.
Kimi bir yıl, kimi bir on yıl, kimi bilmem kaç on yıl, mastika ile başlayıp karadır şu bahtım karaya dönen bir yaşam serüvenidir sonuç. Bunca örneği varken üstüne kata kata devam etmekte yanlış tercihler hala daha, işin en berbat kısmı da bu tarafı. Dedik ya giderken mastika, dönüş karadır şu bahtım kara! giderken arkalarında bıraktıkları kaşenlerinin çoğu bir ömür boyu “Hani, bırakıp giderken beni” şarkısına yaşamları boyunca talim etmekte. Buradaki sıkıntı asimilasyonun da etkisiyle şarkılara, türkülere vermek kendini, vıcık vıcık bataklık neresinden bakarsan bak.
Memgığ Tacettin 90 lı yılların başında Kaberdey’e yerleşti Nartkale’de ikamet ediyor. En son üç yıl önce ziyaretlerine gitmiştim, arka bahçesinin devamında 1600 metrekare arsa vardı 4 bin dolara rahat alınabilecek bir yerdi, hemen yolun karşısında bahçe içi müstakil bir ev vardı satılık, sıkı bir pazarlık ile 12 bin dolara alınabilirdi sanıyorum. Memhığ bazı işleri nedeniyle şu anda Türkiyede ve kendisi ile uzun uzun sohbet ettik. Bu iki yerin şimdiki değerlerini yazıp sizlerin moralini bozmak istemem, benim bırakın morali resmen asabım bozuldu. Gidişatın gösterdiği, bir zaman sonra bırakın yer yurt almayı, kağıt üstünde ev resmi dahi yapmak iyi bir bedel olacak.
Resimde yapamayacağız anlaşılan Abidin! vazgeçtik mutluluk resminden, küçükte olsa bahçe içinde mini minnacık bir ev resmi isin? Abidin diyesi geliyor insanın.
Bunlarda bir kenara diyelim, anlattığı en ilginç olay ise yıllar önce Suriye’den gelip yerleşen, sonradan Süriyeye geri dönenlerin tümü yeniden geri gelmişler. Hem de giderken sahip oldukları variyetin, yarısına bile tekabül etmeyen şartlarda variyetle geri dönmüşler, Suriyedeki koşulları düşünmek zor olmasa gerek
Kaberdeye bağlı Kahun köyünün imamı devletten 120 hektar 48 yıllığına yer kiralamış, Memhığ tercümanı olmuş Antalya taraflarından bir yerden iki tır kiraz fidanı almış ve bu fideleri dikmiş. Anlaşılan odur ki Kaberdeyin imamı bile! kendi adıma bana külahı ters giydirir..
Çerkesk te Karaçaylar, Kaberdey’de Balkarlar ile olan sorunları fazla konuşmadık çünkü bunlar bildik bileli varolagelen konular. Kaberdey Kongres’i 90 lı yıllarda bu nedenlerden kurulmuştu. Devamında Balkarlar dizlerini kırıp oturduğundan yerlerine, kendiliğinden fes oldu kongres. Çerkesk için fazlaca söylebileceğim fikrim yok, ancak Kaberdey işini bilir, bildiğim tek gerçek bu..
Düşünüyorum da! hepimizin ilk okul sıralarında ezberlediği “Orda bir köy var uzakta, gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüzdür” şarkısına fazla bağlanmışız. Yada bu şarkılar bizi kendine bağlamış.
Ah bu şarkıların gözü kör olsun…..
Geçenlerde bir sünnet düğünündeyim, hali ile büyük çoğunluk Çerkes ağırlıklı. Şimdi ilk olmayan ancak bu eğlencede gözüme gözüme batan bir sıkıntılı durum olan genç, orta yaşlı bol miktarda dul bayanımızın oluşu. Dullardan ordu kurulsa, yıkar geçeriz her kaleyi, bu kadar yani.
Gelen kültürü allak bullak eder, zaten gelebileceği en iyi yerdedir, aşırılıklar olmadığı sürece asla sonu hüsran değildir birliktelik adına. Tek hüsran yok olan kültürdür. Gel gelelim gidenlerimiz var ya! vay onların hallerine. Dayak bilmezken öğrenir, küfür bilmezken öğrenir, her türlü yalan, dolan, hile, hurda, aldatmaya tanık olur.
Kimi bir yıl, kimi bir on yıl, kimi bilmem kaç on yıl, mastika ile başlayıp karadır şu bahtım karaya dönen bir yaşam serüvenidir sonuç. Bunca örneği varken üstüne kata kata devam etmekte yanlış tercihler hala daha, işin en berbat kısmı da bu tarafı. Dedik ya giderken mastika, dönüş karadır şu bahtım kara! giderken arkalarında bıraktıkları kaşenlerinin çoğu bir ömür boyu “Hani, bırakıp giderken beni” şarkısına yaşamları boyunca talim etmekte. Buradaki sıkıntı asimilasyonun da etkisiyle şarkılara, türkülere vermek kendini, vıcık vıcık bataklık neresinden bakarsan bak.
Memgığ Tacettin 90 lı yılların başında Kaberdey’e yerleşti Nartkale’de ikamet ediyor. En son üç yıl önce ziyaretlerine gitmiştim, arka bahçesinin devamında 1600 metrekare arsa vardı 4 bin dolara rahat alınabilecek bir yerdi, hemen yolun karşısında bahçe içi müstakil bir ev vardı satılık, sıkı bir pazarlık ile 12 bin dolara alınabilirdi sanıyorum. Memhığ bazı işleri nedeniyle şu anda Türkiyede ve kendisi ile uzun uzun sohbet ettik. Bu iki yerin şimdiki değerlerini yazıp sizlerin moralini bozmak istemem, benim bırakın morali resmen asabım bozuldu. Gidişatın gösterdiği, bir zaman sonra bırakın yer yurt almayı, kağıt üstünde ev resmi dahi yapmak iyi bir bedel olacak.
Resimde yapamayacağız anlaşılan Abidin! vazgeçtik mutluluk resminden, küçükte olsa bahçe içinde mini minnacık bir ev resmi isin? Abidin diyesi geliyor insanın.
Bunlarda bir kenara diyelim, anlattığı en ilginç olay ise yıllar önce Suriye’den gelip yerleşen, sonradan Süriyeye geri dönenlerin tümü yeniden geri gelmişler. Hem de giderken sahip oldukları variyetin, yarısına bile tekabül etmeyen şartlarda variyetle geri dönmüşler, Suriyedeki koşulları düşünmek zor olmasa gerek
Kaberdeye bağlı Kahun köyünün imamı devletten 120 hektar 48 yıllığına yer kiralamış, Memhığ tercümanı olmuş Antalya taraflarından bir yerden iki tır kiraz fidanı almış ve bu fideleri dikmiş. Anlaşılan odur ki Kaberdeyin imamı bile! kendi adıma bana külahı ters giydirir..
Çerkesk te Karaçaylar, Kaberdey’de Balkarlar ile olan sorunları fazla konuşmadık çünkü bunlar bildik bileli varolagelen konular. Kaberdey Kongres’i 90 lı yıllarda bu nedenlerden kurulmuştu. Devamında Balkarlar dizlerini kırıp oturduğundan yerlerine, kendiliğinden fes oldu kongres. Çerkesk için fazlaca söylebileceğim fikrim yok, ancak Kaberdey işini bilir, bildiğim tek gerçek bu..
Düşünüyorum da! hepimizin ilk okul sıralarında ezberlediği “Orda bir köy var uzakta, gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüzdür” şarkısına fazla bağlanmışız. Yada bu şarkılar bizi kendine bağlamış.
Ah bu şarkıların gözü kör olsun…..
Bu yazı toplam 2504 defa okundu.


Bu yazıya yorum eklenmemiştir.