





Günler ayları, aylar yılları, yıllar asırları kovaladı. Nartlar Kafdağı’nın ardında özgür ve mutluydular. Her geçen zamanda doğayı, doğal olayları ve doğadaki canlıları tanıyor, bunlardan çeşitli biçimde faydalanmayı öğreniyorlardı Kafdağı’nın özgür insanları. O denli mutluydular ki henüz bilmiyorlardı ileriki zamanlarda mutluluklarını gölgeleyecek diğer insan topluluklarının var olduğunu.
Çok sık ve uçsuz bucaksız ormanlar yollarını kesiyordu. Mezitha’nın yönetimindeydi meralar ormanlar ve Tha’nın yardımcısı Mezitha’ nın alanına girmek yakışık almazdı. Hatta Mezitha kızdırılırsa yıldırım ilahı ‘’Şıble’’, Nartların başına iş açabilirdi.
Özgür vadilerinde ovalarında bolluk bereket ve mutluluk içinde yaşayan Nartlar ilerleyen süreçte tanışmaya başlayınca diğer insanlar ile aralarındaki çok büyük farkı gözlemlediler. Tha’ya sorgu sual olamaz. Bir keresinde sormuşlardı kendilerince bir çelişkiyi de başlarına gelmeyen kalmamıştı.
Tha, Şıble ve Mezitha aracılığıyla Nartları cezalandırmıştı thaket ile ilgili yaşanan bir sorun nedeniyle. Nartlar bunu unutamıyorlardı bir türlü.
Şimdilerde tanıdıkları Tha’nın diğer kulları, kendileri gibi ‘’xa’’değiller. Tha’yı kızdırmadan yeni tanıdıkları ile kendilerini ayrıştıracak bir isim türetmeleri gerekiyordu. İlk defa büyük bir toplantı kararı alındı ve bunun adına ‘’xase’’dediler. İlk xasede Tha’nın kendilerini özel yarattığına inandıklarından, diğerleri ile ayrışabilmek adına, özel insan, Tha’nın sureti anlamına da gelecek Adıge dediler kendilerinden olanlara. Bir daha ‘’xa’’yı kendilerini ifade anlamında kullanmadılar. O gün bugündür kendilerinden olanlara Adıge der Nartlar.
Gelelim Tha’ yı kızdırdıklarını düşündükleri, hiç unutamadıkları Thaket olayına. Nartlar çevrelerindeki hayvanları evcilleştiriyor, meyveleri topluyor, Tlepş’in marifetli ellerinden şekillenen alet ve edevatla Fu (Darı ) ve Nartıf (Mısır) ekip biçiyorlardı. Sıstırımyıko’nun getirdiği ateşte sınıyor, geceleri aydınlanıyor hem de yiyeceklerini pişiriyorlardı.
Çok uzun yıllar önce ‘’gıd’’ ile tanışmışlar, tüyünden, etinden, yumurtasından faydalanır olmuşlardı. “Gıd gıd” diye gezer ya tavuk, ilerleyen uzun zaman diliminde bu kelime ‘’ket-ketı, çetı” gibi şive farklılıklarına uğramıştır.
Txıdejimizin konusudur “ketı” ya da “thaket “.
Nartlar Kafdağı’nın ardında geniş, bereketli vadi ve ovalarda yaşıyorlardı. Etrafları geniş ormanlar ile kaplıydı. Mezitha’nın bölgesine girmiyorlardı.
Günlerden bir gün, genç bir Nart gezinirken Mez’in (orman) kenarında,”keti” den daha büyük çok ilginç bir yaratık görür ve koşa koşa gelir köye ve Thamadelere gördüğü “voşğonu ketı” den bahseder.
Thamadeler :
-Demek tavuğun büyüğü öyle mi!
-Evet tavuğun büyüğü.
-Görüyor musun Mezitha’nın yaptığını, tavuğun küçüğünü bize veriyor, büyüğünü kendine saklıyor.!
Emin olmak için büyük “ketı”nın görüldüğü yerlerde pusuya yatar Thamadeler. Aradan bir zaman geçtikten sonar kara ve “keti”den çok büyük bu hayvanı görür, ikna olurlar gencin anlattıklarına.
Hemen, köyün ortasında büyük çınarın altında toplanır Thamadeler ve konuyu enine boyuna tartıştıktan sonra Mezitha’yı, Tha’ya şikayet etmeye karar verirler.
Genç bir Nart’a ağacın en tepesine kadar çıkıp var sesi ile bu konuda Tha’nın bilgisinin olup olmadığını sormasını söylerler gence.
Genç, bir çırpıda çıkar çınarın en tepesine. Avazı çıktığı kadar yüksek sesle Thamadelerin iletisini Tha’ya iletmeye başlar. Tam bu esnada hava bir anda kararır, yağmur yağmaya şimşekler çakmaya başlar. Bunun peşi sıra Nartların o güne kadar hiç bilmedikleri ve ilk kez yaşadıkları doğa olayı olan dolu yağmaya başlar. Dolu ki ne dolu! Neredeyse iki üç ceviz büyüklüğünde. Aldığı darbelerden ötürü paldır küldür yere düşer ağaçtan, genç Nart.
Nartlar neye uğradıklarını şaşırırlar. Yaralı genci kaptıkları gibi koşarlar evlerine. Bu süre zarfında birçok Nart yaralanır iri dolu taneleri yüzünden. Bir yandan koşadursun Nartlar, bir yandan söylenmektedirler:
-Mezithamre Şıble zekokiğ ,müjege tışha kıtevoh.! (Orman tanrısı Mezitha ile yıldırım ve şimşek ilahı Şıble kudurdu, kafamıza taş yağdırıyorlar).
Bu olaydan sonra hindinin adına “thaket” dediler. Bir daha Nartların thaket (hindi) ile hiç işleri olmamış, uzak durmuşlardır ta ki ormanlara girip ormanları aşana değin, Mezitha’nın görevinin bitimine kadar bu olay Nartları öyle etkilemiştir ki hala daha Adıgelerin hindi ile pek işleri olduğu söylenemez.
Bu ilk ve son kötü deneyim o gündür bu gündür etkisini sürdürdüğünden günümüzde dahi diğerleri, kendileri ve Tha ilişkilerinde kafaları karışıktır Nart torunu Adıgelerin.
Tha’nın kendilerine emanet ettiği, Kafdağı’nın ardını ve Tha’nın bir sureti olduklarını unuttuklarından olsa bu kafa ve coğrafya karmaşası.
***
Keç-ı Sulmen yı'oke
Tha’nın kudretinden sual olunamaz, ödetir bedelini.
Nartlar varoluş sürecindeki diğer altı günü hiç algılayamadılar, günümüz dahil buna.
Nartların tek problemi varoluş sürecindeki diğer altı günü doğru algılayamamak, sadece son günü önemsemektir sorunları. Tha yedi günde yarattı kainatı.

