Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Adel Bashqawi-Garegin Nalbandian:Soçi ve Erivan Analizi
20 Şubat 2016 Cumartesi Saat 00:21
Türkiye, Olimpik yapıların inşasına katılan çok sayıda Türk yatırımcının ve inşaat şirketinin söz konusu olduğu Soçi’deki Kış Olimpiyatlarına itiraz etmedi ve bunu bir para kazanma fırsatı olarak değerlendirdi.
 
 
14 Şubat 2016
 
Ortak Yazarlar: Adel Bashqawi ve Garegin Nalbandian, Jeopolitik Kulüp-Los Engeles
 
Birçok insan muhtemelen 2014 kış olimpiyatlarını hatırlar ve Kış Olimpik Oyunlarının cereyan ettiği Soçi’deki Olimpik Kompleksi görmüştür. Fakat az sayıda insan, etnik temizlikten kaçan çok sayıda Çerkesin orada Rus Ordusu tarafından katledilmesi sebebiyle Çerkeslerin kutsal olarak bildiği Soçi’nin bir parçasını, Rusya’nın özellikle seçtiği gerçeğini bilir. 
 
 
 
Türkiye, Olimpik yapıların inşasına katılan çok sayıda Türk yatırımcının, inşaat şirketinin söz konusu olduğu Soçi’deki Kış Olimpiyatlarına itiraz etmedi ve bunu bir para kazanma fırsatı olarak değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye ile Rusya arasındaki sıcak ilişkileri muhafaza etmek adına, şahsen açılış seremonisine ve bir kısım oyunlara katıldı. 
Ne yazık ki, Türkiye’de Rus yanlısı bazı Çerkes iş adamları dahi, Soçi Olimpiyatları için tatil köylerinin, otellerin ve diğer yapıların inşasında görev aldı. Soçi’deki Marriott Hotel de bu otellerden bir tanesi idi. 
 
 
O zamanlar, Erdoğan’ın Putin ile ya da Rusya ile problemi yoktu ve  “Para Hükmeder” kuralı gereğince milyarlarca dolar değerinde karşılıklı ticari anlaşmaların akdedildiği duyurulmuştu. 
 
 
Putin'in Ankara’yı 2014 yılındaki seyahati, bu seyahati esnasında Atatürk’ün mezarını ziyareti, 24 Nisan 2015 tarihinde Türkiye yerine Ermenistan’ı ziyaretine bir hazırlık - kılıf uydurmaktı. Ancak muhtemelen bu durum, Erdoğan’ın Putin ile politik çekişmelerinin ve Türkiye’nin Rusya ile ihtiyatlı ilişkilerinin başlangıcı idi.  
 
 
Putin, Ermenistan’ı kendi bölgesel plan ve  uğraşıları için rehin almak, Ermenistan’ı Rusya’nın kontrolü altında tutmak ve Ermenileri asimile etmek amacıyla, Ermenilere yönelik destek ve korumasından doğan rantın sahibi olmak istiyordu. Onun tercihlerine göre, aynı zamanda Gürcüler ile Çerkesler arasında gerçekleşen temasın bir benzerinin yaşanmaması için, Çerkesler ile Ermenilerin doğrudan birbiri ile temas kurmaları engellenecekti. 
 
 
Geçen Nisan ayında dünya Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılını anarken, bir çok Çerkes Ermeniler ile aynı hisleri paylaşıyordu ve bir çok Çerkes bu olaya dönük pozitif tutumlarını açıklamıştı; ne var ki Vladimir Putin Erivan’ı ziyareti esnasında atmosferi zehirledi ve kurnaz bir rol oynadı. Putin’in ajandasına Ermeni Soykırımı’nı kullanmayı koyması, bir çok Çerkesi rahatsız etti. 
 
 
Putin Ermenistan’a Nisan 2015’te gitti; fakat, ziyaretinin amacı, aynı zamanda Ermenistan’da bulunan diğer ülkelerin elitleri ve Başkanları ile buluşmaktı. Bu durum onun için politik bir ağ olayı idi. Putin konuşmasında, “soykırım” dan bahsetti, fakat “Ermeni Soykırımı” sözcüğünü kullanmayıp, Rusya’nın “soykırımların önlenmesine” müdahalesi sözcüklerini kullandı.  
 
 
Rusya’nın her yerinde Rusya’nın katıldığı soykırımlar vardı ve hala var. Kafkasya’da, “bir zamanlar burası köy imiş, Ruslar geçmiş üzerinden” ortak bir deyimdir. Ermeniler de Türkler için aynı şeyi söylemektedir. 
 
 
Rusya, bu sene 21 Mayıs’ta “Den' Krasnoi Polyany” (Kızıl Çayır Günü) kutlaması yapacağını açıkladı. 21 Mayıs ile ilgili hiçbir şey bilmeyenlere açıklamak lazımdır ki, 21 Mayıs Çerkes Halkı için önemli bir gündür. 21 Mayıs, bütün Çerkeslerin, Çerkes Soykırımı kurbanlarını andıkları bir yas günüdür. Krasnaya Polyana (Kızıl Çayır), Krasnodar (Kızıl Armağan) terimleri ve kanı anımsatan kızıl renk ile bağlantılı her şey, konumuz yönünden Çerkes kanıdır. 
 
 
24 Nisan Ermeniler için ne ise, 21 Mayıs da Çerkesler için odur. 
 
 
İronik bir şekilde, Türkler Çanakkale Zaferi kutlamalarını 24 Nisan 2015 tarihine değiştirmişlerdir. 
 
 
Ruslar ve Türkleri karşılaştırdığımızda bulduğumuz benzerlikleri, aynı şekilde, Ermenileri ve Çerkesleri karşılaştırdığımızda da bulmaktayız. Ruslar'da Türkler'de Tatarların karışımlarıdır. Gemişte Rus krallıkları Novgorod, Suzdal, Yaroslavl, Kiev, Tver' ve diğerlerine saldırarak yok eden Ruslar, Tatarlar ile karışmış olan Moskovitlerdir. 
Rus terimi 1547 yılına kadar mevcut değildi. Onlar ülkenin yerlileri imiş gibi poz vermek için kendilerine Rusya ve Rus adını seçtiler. 
İlk Moskovit hanedanı Rurik hanedanı idi. Rurik Bizans Varangian (Vayrag) Muhafızlarının lideri idi. Türkiye’deki halk dahi Bizans ve Tatar karışımıdır. Böylelikle, tamamen doğal bir şekilde, Rusya, Bizans ve Altın Ordu, çift başlı kartalı kendi sembolleri olarak kullandılar. 
 
 
Sonuç olarak, Rusya ile Türkiye arasındaki yakın zamandaki rekabet, Rusya’dan (Moskovit Altın Ordu) Türkiye’ye (Bizansa) kontrol ve güç transferi şeklindeki ana ajandayı kamufle etmek için, aynı oyun yazarı tarafından kurgulanmış teatral bir gösteriyi ispat etmektedir. Duygusal olmayıp gerçekleri analiz etme gereği vardır. Eğer kötünün kazanmasına izin verirsek bütün Kafkasya, Orta Doğu ve muhtemelen bütün dünya, halihazırda başlamış olan ve fakat yayılma zorunluluğu bulunmayan üçüncü dünya savaşı içinde kendisini bulacaktır. Hep birlikte yangını söndürebiliriz. Bu din ile ilgili bir husus değildir. Bu, iyi ve kötü ile ilgili bir husustur. Lütfen savaşları önleyerek ve barışı ilerleterek iyinin yanında olalım. Gelecekteki soykırımları durduralım çünkü bu yapılacak en doğru şeydir.    
 
 

 

 
Çeviri: Dr. Karden Murat
 
Cherkessia.net, 20 Şubat 2016
 
 
****
 
 
Sochi and Yerevan Analysis
 
Co-authoring: Adel Bashqawi and Garegin Nalbandian Geopolitical Club - Los Angeles - Many people probably remember the 2014 Winter Olympics, and have seen the Olympic Complex in Sochi, where the Winter Olympic Games took place. However, not many people know about the fact that Russia specifically chose that part of Sochi, where the Circassians regard as a sacred place because many Circassians, who were fleeing from the ethnic cleansing, were killed there by the Russian Army.
 
 
Turkey did not oppose the Winter Olympics in Sochi, where many Turkish investors and construction companies participated in building the Olympic structures, and saw it as an opportunity to make money. Erdogan personally attended the opening ceremony and part of the games, just to keep warm relations between Russia and Turkey. Unfortunately, some pro-Russian Circassian businessmen from Turkey also participated in the construction of the resorts, hotels, and other facilities for the Sochi Olympics. One of those hotels was the Marriott Hotel in Sochi.
 
 
At that time Erdogan had no problems with Putin or with Russia, and as “Money Talks”, they announced that they had mutual business deals worth tens of billions of Dollars. 
 
 
Putin’s visit to Ankara in 2014, and his visit to Ataturk’s tomb during his visit, was a preparation and cover-up for his visit to Armenia, instead of Turkey on April 24, 2015, but of course, that was probably the start of Erdogan's politics with Putin and Turkey's cautious relations with Russia.
 
 
Putin wanted to rant-show Armenians his support and protection, in order to keep that country hostage to his regional plans and deals, in order to keep Armenia under Russia's control and Armenians assimilated, as per his preferences, and at the same time, prevent any Circassian-Armenian direct contacts, the same way it happened between the Circassians and Georgians.
 
 
Last April, when the world was commemorating the 100 years of the Armenian Genocide, many Circassians have felt with the Armenians, and many Circassians expressed their positive feelings about that; however, Vladimir Putin poisoned the atmosphere when he travelled to Yerevan and played a cunning role. So many Circassians were annoyed to see Putin push his agenda using the Armenian Genocide.
 
 
Putin went to Armenia in April, 2015; however, his visit was to meet with the Presidents and the elites of other countries who also went to Armenia. It was a political networking event for him. In his speech Putin mentioned the word genocide, not as Armenian Genocide, but as Russia's involvement to “prevent genocides.”
There was and there is genocide everywhere Russia was involved in. Russians passed through here, where used to be a village, is a common phrase in the Caucasus. Armenians have the same saying about the Turks.
 
 
Russia announced celebrating the Den' Krasnoi Polyany (Red Prairie Day) on May 21st this year. For those, who know nothing about the May 21st, it is an important day for the Circassian people. May  21st is the day all Circassians mourn the deaths of the Circassian Genocide victims. The terms Krasnaya Polyana, Krasnodar, and anything that is associated with the color red is associated with blood; in this case, the Circassian blood.
 
 
May 21st for Circassians is like the April 24th for Armenians.
 
 
Ironically, the Turks changed their celebration of Gallipoli to April 24th in 2015.
 
 
The same way we find similarities when comparing the Armenians and the Circassians, we can also find similarities when comparing the Russians and the Turks.
 
 
Both Russians and Turks are mix of Tatars. Russians are Muscovites mixed with Tatars, who in the past attacked and destroyed the Russian kingdoms of Novgorod, Suzdal, Yaroslavl, Kiev, Tver' and others. The term Russian did not exist until 1547. They chose the name Russia and Russians to pose themselves as natives of the land. The first Muscovite Royal Dynasty were the Rurik Dynasty. Rurik was the leader of the Byzantine Varangian (Vayrag) Guards. The population in Turkey is also a mix of Byzantines and Tatars. Thus, it is only natural that Russia, Byzantium, and the Golden Horde, all used the double headed eagle as their symbol.
 
 
In conclusion, the recent "rivalry" between Russia and Turkey demonstrates a theatrical written by the same "screenwriter" to cover-up the main agenda, which is the transfer of power and control from Russia (the Muscovite Golden Horde) to Turkey (Byzantium). Let's not give in to emotions, and let's analyze the facts. If we allow the evil win, the entire Caucasus, the Middle East, and possibly the entire world, will be in war, World War III, which may have already started, does not have to spread. Together we can put off the fire. It's not about religion. It's about good and evil. Please side with the good by preventing wars and by promoting peace. Stop future genocides because it's the right thing to do. 
 
 

Bu haber toplam 2995 defa okundu.


Nart Wujoukh

Galiba çerkes diasporasında ilk defa oluyor.
Yanılıyorsam bilgi rica edeyim. Ermeni ve Çerkes aydınların bir araya gelip ortak metin yazmaları. Metni okudum zayıf bulmakla beraber ilk olması açısından askıya asmakta fayda var.
Devamı gelsin.

23 Şubat 2016 Salı Saat 20:40
SEMİH AKGÜN

Ben oluşturulmuş bu metinde satırbaşlarını şöyle okuyorum;
1) Empatik olun, karşınızdakileri okumaya ve anlamaya bakın.

2) Dış güçlerin müdehalesine fırsat vemeyelim. Halklarımız sorunlarını kendi iç dinamikleriyle çözmeli.

3) Barış için karşılıklı taraflar diyalog içinde olmalılar. Aksi halde dış müdehaleler ve oyuncuların figüranlığına devam edilir.

4) Çerkes-Ermeni yakınlaşması Rusya'yı rahatsız edecek. Çünkü Çerkesya'da Çerkes kadar neredeyse Ermeni var.

5) Tarih bugüne kadar yaşandığıyla değiştirilemez ama bundan sonraki gündemi kendimiz belirleyebiliriz.

6) Çerkeslerin gücü sebebiyle Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının önü açılabilir. Çerkesler, en azından bir lobi yürüterek her iki kesim diplomasiyi de bir araya gelmeye zorlayabilir.

7) Rusya'nın güdümünden çıkacak Ermenistan bölgesel barışın anahtarını da elde tutuyor olabilir. Tehdit olmaktan çıkan bir Ermenistan, Türkiye için bir ticari partner olabilir. Ve Orta Asya ile Kafkasya'ya Türkiye'nin açılmasının yolu kolaylaşabilir.

8) Karşılıklı ödün vermek değil, karşılıklı adım atmak olarak değerlendirilecek bu gelişmeler Türkiye içinde fırsata dönüşebilir.
Politika yapanlar herkese yaptıkları politikaları benimsetemezler. Bazen geçmişten gelen önyargılar politikaları akamete uğratabilir. Ama cesur olmalı ve halklarımızın menfaatlerini gözeten politikalar uygulamaya geçilmelidir. Tek başına kazanmak isteyen kaybeder. Denklemde yerini almak isteyen karşı tarafı da tanımak ve "Kazan kazan" formülüne göre hareket etmek zorundadır.

23 Şubat 2016 Salı Saat 10:02
Vağarşak

Çok sevindim, insanlar empati yaparak kendi önlerini açarlar.
Türk-Ermeni ilişkilerinin bir türlü olumlu gelişememesinin tek sebebi tarihsel olaylar değildir.
Rusya, hem tarihsel, hem güncel tüm ilişkilere damgasını vurmaktadır. Hem daima savaş kışkırtıcılığı ve nefreti yayarak.
Neden? Belli değil mi?
Ermenistan ve Ermeni halkı her zaman Rusya'ya muhtaç olsun diye.
Çerkes halkına verdikleri bu onurlu mücadelede, sivil dayanışma adına çok teşekkür ediyorum.
Barış istiyorsak aktif ve cesur olmak gerekiyor.
Yoksa savaşlara, yıkımlara ve zorbalara mahkum kalırız.

22 Şubat 2016 Pazartesi Saat 09:57
Sitemizin hiçbir vakıf, dernek vs. ile ilgisi yoktur. Sitede yayınlanan tüm materyallerin her hakkı saklıdır. Sitemizde yayınlanan yazı ve yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.
Siteden kaynak gösterilmeden yazı kopyalanamaz.
Copyright © Cherkessia.Net 2009 İletişim: info@cherkessia.net